Yazar: admin

AZGIN OĞLUM

No Comments

AZGIN OĞLUM

ben Bodrum’dan Yeşim. 44 yaşında güzel bir vücuda sahip evli bir kadınım. Aslında kendim de yüzümü pek beğenmem ama vücudumun güzelliğine kimseyi laf ettirmem herkesin beğendiği göğüslerim ve kalçalarım vardır.

Hatta arkadaşlarım yaşıma rağmen hala çok diri olduğumu ve seksi göründüğümü söylerler.

On yıl önce kocam tarafından terk edildim ve oğlumla birlikte yaşamaya başladım. Maddi durumum iyi olduğu için oğluma bakacak param vardı ayrıca kocam da her ne kadar bırakıp gitse de hem oğluma hem de bana para göndermeye devam ediyordu oğlum da on dokuz yaşında ve liseyi yeni bitirmişti. Kaslı olmasada basketbol oynadıgı için atletik vücutlu birisiydi ve elleri çok büyüktü her neyse eşim gittiğinden beri bir kaç kez bazı erkeklerle beraber olmustum fakat hiç biriyle yatma fırsatını ele geçiremedım çünkü oğlum küçüktü ve onunla ilgilenmem gerekiyordu anlayacağınız yıllardan beri özlem duyduğum bir alet penis hasreti var içimde kendi kendimi banyoda yatakta hatta bazen mutfakta salatalıkla tatmin ediyorum fakat en sevdiğimde video izlerken vibratörü popoma deliğime sokmak oluyor.

Oğlum artık büyümüştü ve okulunda popüler bir delikanlıydı sürekli kızlarla takılırdı bir kaç kere de eve gizli gizli kız getirdiğini görmüştüm fakat hiç sesimi çıkarmamıstım sonucta oda erkekti ve ihtiyaçları vardı hatta bır keresınde benim uyumamdan cesaret alarak kapıyı tam kapatmamışlardı ve ben ohhlama seslerine uyanmıştım üzerimde kırmızı dantelli gecelik altımda da en sevdıgım pembe fiyonklu tangam vardı tangadan baska iç çamaşırı giyemem çünkü yılların verdiği mastürbasyon alışkanlığından sürekli kolay cıkarabıleceğim bir iç çamaşırı giyerim her neyse. Kapının aralığından bakmaya baslayınca gördüğüm sahneden çok etkilenmiştim oğlum yerde yatıyordu bir eli aletinde pekde büyük sayılmayan fakat kalın aletiyle oynuyordu kız arkadaşıda poposunun deliği oğlumun ağzına gelecek şekilde üzerine otoruyordu oğlum dilini deliğin etrafında gezdirdikçe kız göğuslerini sıkıyor vajinasını oglumun ağzına tutuyor sonra tekrar poposunun deliğini yalatıyordu oğlum bunu yaparken göğüs uçlarımın sertleştiğini fark ettım fakat kendimi toparlama isteğinde bulunmadım kapıyı bıraz daha aralayıp yere oturdum bu şekilde bıraz daha devam ettikten sonra kız oğlumun aletini öyle bir yalıyordu ki şu anda onun yerinde olmak için neler vermezdim. Kız gırtlağına kadar sokup çıkarıyor ve başını dondurma emer gibi emiyordu bir taraftanda testisleriyle oynuyordu bende bunu gördükçe daha aşırı kudurdum ve elimi ağzıma sokup oğlumun aletine iştahla bakıyordum sonra vajinama götürüp klitorisimi uyarıyor ardında popoma deliğime yavaş yavaş sokup geri çekiyordum.

Ben devam ederken kız aletini biraz daha yalayıp iyice ıslattıktan sonra oğlum bunu arkası bana dönecek şekilde kucağına oturtup sıkmaya başladı önce vajinasından sonra poposundan beceriyordu kızın mutluluğuna diyecek bir şey yoktu göğüslerini oğluma yalatmaktan fırsat bulamıyordu bende hala mastürbasyon yapmaya devam ediyor ve o havanın keyfini çıkarıyordum fakat kafaya koymustum oğlumun o kalın damarlı aletini içimde hissetmeliydim oğlum sert bir şekilde kızın vajinasına kökledikten sonra ikisi beraber boşaldılar ve ben kızın o titremesini gördükten sonra sanki oğlum ben becerircesine orgazm oldum ağzımı zor kapatıyordum ve zorda olsa odama gitmiştim. İki gün sonra bir pazar sabahıydı ben yine geceliğimle bir afeti devrandım bu sefer siyahdı ve sütyen giymediğim için meme uçlarım belli oluyordu altımda da kırmızı tangamla popomu, kalçalarımı sunacaktım oğluma fakat onun uyanmasını bekledım odadan sesler gelince bende yeni uyanmış numarası yapıp banyoya gittim. elimi yüzümü yıkıyordum kı oğlum geldi beni ilk gördü ve baştan aşağıya süzdü ellerim lavabodaydı hafif eğilmiştim göğüslerim eğildiğim için tam ısırılmalık kalcamda tam tokatlanmalıktı. Oğlum utanmış olacaktı ki hemen çıktı banyodan sonra ben beş dakika bekleyip kahvaltı hazırlamaya gittim beni izliyordu fakat göz göze gelince yüzü kızarıyor ve sertleşmiş aleti iniyordu moralim bozulmuştu ben de daha fazla tahrik etmeye çalısıyordum ona demliği almasını benim gücümün yetmediğini soyledim o gelirken de tam önünde eğildim ve tezgahın altından tepsi alma bahanesiyle vajinamı göstermiştim vajinamdaki zevk suyuna kadar görüldüğüne eminim fakat oğlumda hiç hareketlilik yoktu.

Acaba benden hoslanmamışmıydı fakat çoğu kız arkadasında daha olgun ve en önemlisi azgındım bana bır dokunsa ona hiç fırsat vermeden ben kendi kendimi becerecektim zaten sonra kahvaltıyı yaptık bu ben çıkıyorum dedı ve çıktı bende hazır tangalı ve mutfaktayken salatalığı dolaptan çıkardım bırazcık yaladıktan sonra bacaklarımı masanın üzerıne dayayıp iyice actım vajinamı da ıslattıktan sonra sokmaya basladım yavas yavaş en az bır saat bunu yaptıgıma eminim sonrada titreyerek boşaldım ve duşa girdim. gece olmustu oğlum gelmişti ve bende ona guzel görünmek için makyaj yapmıştım mor ince saten hırka ve tangayla bekliyordum onu geldi ve alkollü olduğu belliydi. Fırsat buydu benim ıiçin kapıyı hırkanın önünü kapatarak açtım ve hemen arkamı dönüp popomu izleme fırsatı verdım sonra televizyonun karşısına oturup çoktan dikleşmiş göğüslerimi televizyon ışığında ona sunuyordum o geldi kafasını kaldıramıyordu utancından arada bir kaçamak bakışlar atıyordu keten pantolondan aletinin kalktığı belli oluyordu onu yalamalıydım bir an önce sonra sağ bacağım agrıyormuş gibi koltuğun üzerine kaldırdım bacağıma ordan baldırıma ordanda vajinama dokunuyordum.

Artık onu gözüm görmüyordu sadece hayal kuruyordum ve hayalımde o içimdeydi çok utanmıştı ve koşarak odasına gitmişti ben kaldığım işi bitirip yanına çıkmıstım alkolunde etkisi olacak ki hemen uyumuştu ve sadece şortu vardı üzerinde ay ışığı ve sokak lambaları güzel göğüslerıne yansımıştı yavasca tırnaklarımı gezdirdim aletine doğru iniyordum haraket etti ben durunca oda durdu fakat benim durmaya hiç niyetim yoktu elini aletine götürdüm şortun üzerınden onu okşuyor diğer elimlede vajinama dokunyordum. Çoktan su gibi olmustum tangamı çıkartıp bacağımı yatağa yasladım elim artık sulanmış bembeyaz vajinamın içinde çok daha rahat hareket ediyordu eletini şortundan yavasca çıkarınca biraz kokladım ve hemen öpmeye başladım diğer elim bileğime kadar vajinamdaydı ve sular yere damlıyordu müthiş zevk alıyordum göğüs uçlarımı hiç bu kadar sert görmemiştim oğlum hala uyanmayınca aletini bıraktım. Ve o sırt üstü yatarken vajinamı ağzına dokundurdum o dudakları klıtoırısıme değer değmez orgazm olacagım sandım eşim de vajinamı yalamayı severdi ve gercekten çok özlemıiştim ben biraz daha bastırmaya başladım git gel yapıyordum artık çıldırmışcasına bastırıyordum ellerimle göğüslerimi patlatırcasına sıkıyordum hırlıyor ve vajinamı oğlumun ağzına sokmak istiyordum derken kalcamda bir şaplak gelmişti oğlum uyanmıştı ve beni deli gibi becermek istiyordu gözlerini açtı ve aletini o sıcak islak kaygan dilini öyle bır soktu ki vajinama sanki yıllardan beri orda duran bir şeyi alıp götürmüştü o vajinama soktukça ben hırlayarak daha aşırı bastırıyordum ve o hala şaplak atıyordu.

Beni arkaya çevirip popoma kalçalarımın arasında ki deliğime bir öpücük kondurdu sonra yalamaya başladı arada bir de vajinama sürüyordu dilini popomdan çok keyif aldığımı daha önce söylemiştim zatemn fakat bu çok başka bir şeydi. O dili hareket ettikçe bende vajinamı parmaklamaya başldım daha aşırı dayanamadım ve oglumu durdurdum aletine tükürdüm sonra popomun arasında ki deliğimi bir kez daha yalattıktan sonra oturmaya başladım kalca dansı yapar gibi bir tarafta göğüslerimi yalatarak kendimi becertiyordum ellerim yastıgı parçalayacaktı nerdeyse kalcamı öyle hızlı bastırıyordum ki oglumun aletinin her seferinde dahada ileri gittiğini hissediyordum on dakika böyle devam ettikten sonra o arkadan vajinama köklemeye başladı yavaş yavaş sokuyor ve beni çıldırtıyordu ben onun kalcalarını tutup kendime bastırıyor hadı oğlum had erkeğim dağıt annenin vajinasını diyip onu azdırmaya başlıyordum o hızlanınca da kendı kalcama şaplak atıp hırlıyor inliyor ve klıtorısımı uyarıyordum oğlumda boş durmuyor popoma tükürüp parmaklıyordu bir süre de boyle seviştikten sonra ikimizde titeyerek boşaldık ve yorgunluktan hiç yataktan kalkamadan uymuştuk.

Categories: Uncategorized

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 4

No Comments

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 4
On gün rahat geçti. Sanki hayatımı baştan aşağı değiştiren olaylar yaşanmamış gibi. Yeğenler ile gündüz deniz, akşam TV, kitap. Tam rahat tatil ortamı. Bir iki gece tilki suratlı herif aklıma gelip yatak içinde ağlayarak sızmak dışında, her şey sakindi. Eski enişteyi de iki üç günde bir çocuklarını yemeğe veya onun evinde kalmaya götürmek için aldığında gördüm. Her gördüğümde sinirim yükseldi ama o hiç bir şey yaşanmamış gibiydi tavırları. Bir gece çat kapı geldi bir akşam yemeğinden sonra, elinde bir şişe şarap, yanında çocuklar hayırdır dedim.

– Çocuklar burada kalsın bu gece, ben sabaha doğru İstanbul’a gideceğim. Gelmişken de oturalım, senin borçların için danışmanlık yapayım. Gerçekten de bir saat içinde benim aylardır içinden çıkamadığım karmaşayı düzene koydu. Ne İngiliz ne tilki surat konusu açmadı. Öncelikli ödemeleri belirledi, çok faiz ödediğim kartları nasıl iptal edeceğimi anlattı, banka ödemelerini nasıl düzene koymam gerektiğini gösterdi. Muzaffer’den bahsedince boş ver dedi, ne kadar geç ödersen fark etmez senet mi var aranızda. Önce banka borçları, sonra Muzaffer, en son da ben. Sorun çıkarırsa ben ararım iti.

Şişe bitti, ilk defa sohbet ediyordum nalet eski eniştem ile. Giderken kapıda bir ay sonra demiştim ama Muzaffere deyince.

– Ne kadar almıştın o sevimsizden?

– 7

– Dikkatli ol taşra esnafıdır, o it. Faydalanmaya kalkar.

– Asıldı zaten laf ile dedim. Güldü.

– Seninle bir geceye 77 verir o herifçioğlu. İngilizler bir öncekinin iki katını vermek için on kere aradı.

– Niye iki dakikada kabalaştın yine, ne güzeldi bu akşam. Hani söz vermiştin.

– Uff ergen kız gibi davranma, yaşanmış bir şeyler işte, çok güzel kadınsın. Kapattım tamam. Baldızım olmasan o göt kadar şehirde ben de adam ile aynı şeyleri düşünürdüm. Kadın mı görüyor orada.

Sinirle ve ne anlama geldiği söyler söylemez aklıma dank ettiği için salakça cevap verdim. Cevap verir vermez suratında oluşan gülümsemeden de pişman oldum.

– Sen benim eniştem filan değilsin. Git hadi.

Ertesi gece ablam yıllık izni için gelince kaçtım hemen eve. İki İngiliz bir kaç kere daha aradı, açmadım mesaj yazıp İzmir’e gelir misin seni misafir ederiz haftasonu diye yazdılar. Cevap vermedim, hala paraya ihtiyacın varsa ikimiz haftasonu için biner öderiz mesajı geldi en son. İkimiz derken nasıl bir teklif bu, off neler sardım başıma. Bin dedikleri dolardır herhalde.

Mecburen tekrar anne ve babam ile geçirdiğim ilk günlerden beri aklımda olan kendi evim için plan yapabilecek durumdayım artık. Her sabah ıslanmış bir külot ile kalkıp evdeki tek banyoda bunu anneme çaktırmadan yıkamak veya odamda gizlice şarap içmek bu yaşta çok zor geliyordu. İki ay sonra taksitlerin biri bitecek, kredi kartı derdinden de kurtuldum. Okula yakın küçük bir eve çıkabilirim belki. Babam kocamın evindeki eşyalarımı bir kamyonet ile almış depoda duruyor. Okula gidip avans istedim vermedi hayvanlar. Geçen ayki maaşımdan artan bin lirayı o akşam eniştem hayır demiş olmasına rağmen Muzaffer dallamasına gönderdim. Nasılsa tamamını ödeyemeyeceğim yüzüm olsun. Bir saat sonra aradı, ne acelesi vardı diye, eve gelmişken yatırayım dedim deyince, burada mısın ya, hadi yarın öğle yemeğine gel dedi.

Yemekte ek süre istemek daha makul. Eniştemin sözleri aklımdan çıkmıyor. Bu herife versem borcumu siler, ama bu boktan şehirde cümle aleme rezil olmak var. Kot üzeri bele oturan bir gömlek ile çıktım evden. Kapı önünden taksiye atladım. Ofisine girerken üstten bir düğme açtım, üç herifin sikini yemiştim para karşılığı, biraz dekolte gösterip borç ertelemek ne ki benim için artık. Tamam ilkinde para karşılığı değildi ama sonuçta karşı taraf para vermişti.

Ofisinde dışardan söylenenler ile yemek yedik. Borç konusunu yemekten kalkar iken söyledim. Bir ev tutmak istediğimi biraz zamana ihtiyacım olduğunu filan. Genç güzel kadınsın tek başına rahat yaşayamazsın bu şehirde var mı bir koca adayı diye girdi yine lafa. Yok dedim bir süre daha düşünmüyorum. Yine aynı laflar dilinde. Her kadının ona kol kanat gerecek bir erkeğe ihtiyacı vardır, senin gibi güzel kadını yaşatacak parası da gücü de olacak diyerek yolcu etti öküz. Yemek boyu göz ucu ile takıldığı hafif dekolteme bir daha takılarak tekrarladı erkek dediğin her şeyiyle evin içinde de dışında da güçlü olmalı diye. Şüphe yok artık herif benim için yanıyor ve hayvanca asılıyordu. Evde kaldığım sürede hep olduğu gibi o gece de eski kocam ve siki yine rüyama girdi. Sabah sırılsıklam olmuş çamaşırlarım ile uyandım, odamda banyo olsa tam mastürbasyonluk havamdayım. Bir evim olmasını tam da bu yüzde istiyorum belki de.

Bir gün sonra sabahın köründe mesaj geldi. “Yarın uğra yine yemeğe, bir ev var sana onu gösteririm” “ Kirası nedir” yazdım. “ Senden kira mı isteyen var” “Olur mu öyle şey mahçup olurum” “ Senin gibi güzel bir kadına güçlü bir erkek olarak kol kanat germek bizim borcumuz” yazdı. Gerilen başka yerleri var bence şerefsizin ve güçlü bir erkek lafı yine araya sıkıştırılmış. Açıkça ben kol kanat gereyim gücüm de yerimde diyor öküz. Madem öyle dizüstü dar bir etek üzerine hafif dekolteli kolsuz bir bluz giydim üstüme. İnce bluz içinde sütyenim belli oluyordu. Böyle sokağa çıkamayacağımdan üzerine ince bir ceket ile örttüm kıyafetimi. Saçlarım omuzlarımda, hafif makyaj renklendirdi yüzümü ve tatilde yanmış cildimi. Taksi ile ofisine gittiğimde kapı önündeydi. Güzel bir et lokantası açılmış gel arabaya geçelim demesi ile yeni BMW’sine oturduk. Yeni saç sakal traşı olmuş, ilk defa hacı yağı değil parfüm kokuyor. Kolunda altın Rolex’i, gövdesi ile bir olmuş göbeği ve kısa kollu lacoste tshirtin sergilediği kalın kıllı kolları ile tam bir hacıağa.

Sonunda kahve faslına gelince üzerimdeki ceketi çıkardım ve yandaki sandalyeye eğilerek astım. Şimdi kaçınmaya çalışsa bile gözleri göğüslerime takılmadan muhabbeti sürdüremiyordu ki göğüs dekoltem yok denecek kadar azdı ama bluz tam üstüme yapışan cinsten. Bu güzelliğin kıymetini bilmedi kocan diye lafa girdi tekrar. Tatlı söyledi, ben yemiyorum dedim. Bir tatlı ile bozulmaz bu güzellik ye diye ısrar etti. Ben borç konusunu açtıkça konuyu kapattı. Ev konusu da borç konusu da çözülür aramızda sorun değil sen benim himayemdesin artık. Ne zaman olmuştu bu himaye?

Eve bakalım diye ayağa kalkınca şehrin yeni mahallelerinde yapılmış, genelde üniversite öğrencilerinin ve bekarların yaşadığı stüdyo dairelere doğru yola çıktık. Arabaya otururken yine giydim ceketimi, elbisen çok yakışmış ceketsiz daha iyiydi diye ilk atağını yaptı.

– Çıkarsam mı dışarıda ayıp olmaz mı?

– Araba içindeyiz canım, rahat otur. Çıkardım ceketimi katlayıp ön koltuktan arka koltuğa eğilerek bıraktım. Yeterince görmüştür herhalde bacaklarımı. Herifin evine doğru gidiyoruz. Gerildim bir anda hedefim biraz vücut sergilemekti sadece,boş evde en fazla biraz asılır herhalde sonra döneriz. Konuyu dağıtmak için lafa girdim.

– Eşyalarım da var, en kısa sürede öderim borcumu.

– Aman boş duruyor zaten ne zamandır, esk**en yengenden kaçıp kafa dinlemek için giderdim. Yıllardır onu da yapmıyorum. Eşya ihtiyacı da yok her şeyi tam. Aferin salak karı durduk yerde herifin tam döşeli garsoniyerine gidiyorsun diye söylendim kendime. Rüşvetçi imar müdürü aklıma geldi, şerefsiz enişteme binlerce lira bana da 2100 TL kazandırmıştı on dakikada. Neler düşünüyorum bu öküzün de mi altına yatacağım. Yan gözle baktım. Altı bin borcu kaç kere de siler acaba? Çıkarmalıyım bunları aklımdan.

– Geldik sesine irkildim. İki katlı dört daireli bir apartmanın açık otoparkı. Elim ceketime gitti.

– Kalsın dedi. Biri boş diğerlerinde de bizim aşçı kadın ile muhasebeci oturuyor, işteler şimdi.

Kapıyı açıp içeri girdik. İkinci kata çıkarken arkamdaydı. Kalçamı örten ceket olmayınca dar etekten iyi bir manzara sunuyordum yaşlı ite. Arabadan inerken aldığı bir torbadan anahtarı bulup açtı kapıyı. Tam döşeli bir ev yeni temizlenmiş.

– Bakıp çıkalım hemen dedim.

– Tamam tamam sen yeterki beğen

– Bu ev pek de yıllardır gelinmemiş gibi değil.

– Dün temizlettim. Dolap bile dolu bir viski koy da içelim. Viski mi diye sorunca güldü. Dışarda hacıdır bu şehirde herkes ama evde dolap boş durmaz. Dolabı karıştırdım kendime de bir bira açtım ona bir bardak viski koydum. Boş beleş konuşarak bitirdik elimizdekileri. O koltukta ben kapıya yakın bir sandalyede. Gözleri hep göğüslerimde.

– Güzel bir kadın ile içince farklı oluyor. Hiç bu kadar zevk almamıştım bu meretten. Ne diyorsun beğendin mi evi? Gel odalara da bir daha bakalım istemediğin eşya varsa indirt depoya. Odalardan biri küçük bir depo kadar zaten. Tam döşeli yatak odasının içinde ayakta dikilip bir an önce kaçmaya çalışırken cebinden bir kutu çıkardı. Uzat bakayım bileğini. Kalın altın bir bileklik.

– Muzaffer Bey bu ne?

– Bu evin kadını olmanı istiyorum. Bilekliği taktığı elimi sonra kolumu öperek bana iyice yaklaştı.

– Muzaffer Bey lütfen diyerek kolumu çektim.

– Hayır deme. Kapıldım sana. Hep aklımdasın. Kadınım ol bu evde yaşa

– Aman o nasıl söz. Ben bunu beklemiyordum Muzaffer Bey. Ben gideyim.

– Tamam gidersin, dur. Otur bir konuşalım diyerek yatağın ucuna oturttu. Karımı o. Koynuma girdiği bile yok. Bak bana borcunu filan unut. İstediğin kadar yaşa burada sadece benim karım ol, tapusu bile senin olsun.

Ellerimi tuttu, öptü. Herifin asılacağını tahmin ediyordum ama bu beklenmedik oldu. İstersem rahatlıkla buradan çıkarım, ya da bir kat da bu ihtiyara verip tüm dertlerimden kurtulurum.

– Çok güzelsin, ateş düşürdün içime. Bu yaşlı adamın karısı olur musun?

– Ama nasıl olsun ki adım çıkar.

– Kimseler bilmeyecek diye atıldı hemen.

Kolumu öpe öpe boynuma geldi, kafamı çevirdim. Batan sakalları tüylerimi diken diken etmişti.

– Durun lütfen Muzaffer Bey. Durdu ama burnundan soluyordu.

– Bekle lütfen diyerek içeri gitti. Eteğimi üstümü toparladım. Elinde bir kağıt ile geldi.

– Al bak bu da tapu sen imam nikahla karım olmaya he de. Tapuya gideriz pazartesi, bu sende dursun.

Tekrar yanıma oturdu. Nasıl yani bu adamın metresi mi oluyordum şimdi. Bekledi tekrar kucağımda duran elimi tuttu. Diğer eli ile yanağımı tutarak çevirince dudaklarıma yapıştı. Sivri sakalları dudaklarıma batarken eli sıyrılmış eteğimden açılmış bacaklarımda idi. Ne yapıyorum ben böyle? Benden neredeyse otuz yaş büyük. Geri çekildim tekrar, elini çekmeden durdu.

– Aşık ettin beni kendine yalvarırım hayır deme.

Kalın eli ilerledi, elim ile tutup ilerlemesini engelledim. Yatağın kenarını oturmuş bir itiş kakış halinde idik. Eli ise hala çorapsız çıplak bacağımın üstünde, hafif hafif sıkıyordu. Kalın dudaklarındaki viski tadı hala ağzımda. Parmakları da kalın nasırlı, benim ince cildimi kazımakta.Elini itekledim bir kere daha.

– Affet beni diyerek geri çekildi. Öylece durduk bir süre. Sen de huzur bulacaktım.

Şaşırtıcı bir hareket ile kafasını dizlerime koyup çocuk gibi uzandı. Bir eli dizimi tutuyordu, diğer eli ise belime dolandı. İtekleyemedim bu masum yatışı. Çok kısa süre sonra sıcak nefesini dizimin biraz üstünde hissettim. Sıcak erkek nefesi ve sıcak kalın dudakları değdi bacaklarıma. Diğer eli belimi okşadı, okşarken bile parmakları sert sert belime battı. Muzaffer Bey, gidelim dedim ama belimdeki her bir parmağı ayrı bir penis sanki. Eli diğer bacağımda idi belimi okşayan el ise eteğimin yandaki düğmesini açtı bile. Tepki veremedim. Vermek istemedim, gerçekten çok güçlü, kokusu, sert kalın parmakları, bacağıma batan derisi. Erkeklik kokuyor her hareketi. Eli bacakaramı sıkıp sıkıp bırakıyordu. Kafasını kaldırdı ayağa kalktı, omuzlarımdan yavaşça iterek yatağa yatmamı sağladı. Üzerime ağırlığını vermeden eğilip tekrar dudaklarıma değdi dudakları. Etli kocaman ağzı ağzımı kapladı, yanaklarımı gezip dudaklarıma geldi yine. Bir parmağı çamaşırıma ulaştı bile. Dudaklarım tepkisiz hala ama amım çoktan her zamanki tepkisini verdi, ıslağım kahretsin.

– Offf yangın var burada yangın diyerek parmaklarını çamaşırım üzerinden am dudaklarıma bastırdı. Titredim aralanan dudaklarımı emdi tekrar. Dili dudaklarımda gezindi, dudaklarım am dudaklarım kadar hassas şimdi. Eteğimi çekerek çıkardı. Dev gibi elleri bacakaramı avuçladı. Çok sert elleri. Dudaklarımı daha da aralayınca dilini dolaştırdı dudaklarımda. Sadece önümü değil iki tarafımı da sertçe ezdi kocaman eli. Erkekliği de böyle olsun sert, ezsin beni. Göğüs uçlarım yanıyor. Dili ağzımın içinde artık. Kalın dudaklarını emmemek için tutuyorum kendimi.

Ayağa kalktı aniden. Üzerindeki tshirti attı.

– Domal şuraya dedi

Şaşırıp durdum bir an.Heyecanım tırmanırken durmuştu her şey. Beklemiyordum böyle ani bir geçiş. Sanki domalmayı bilmiyormuşum gibi duraklayınca, dört ayak üstünde ters dön dedi. Yavaşça dönerek dediğini yaptım ve yapar yapmaz kalçama bir tokat indi.

– Ne yapıyorsun sen diye bağırdım.

– Çok güzel karısın be taş taş. Aylardır aklımda bu güzel götün. Geriye doğru baktım. Pantolonu da çıkardı. Koca göbeği yarısı beyaz kıllarla kaplıyken daha da iri. Don ile önünde domalmış haldeyim, çaresiz bekleyen bendim artık. Kalçalarımı iki eli ile sarıp arasına sakallı suratını bastırıp, derin bir nefes aldı.

– Oooo mis gibi taze amcık.

İrkildim bir anda. Ağır sapığa çattık. Buradan kaçış da yok artık. Çamaşırımı indirip dudaklarını ve dilini kalçamda gezdirmeye başladı. Sıcak dudakları yakıyor cildimi. Sakalları batıyor ama dili gitgide deliklerime ilerliyordu. Doğru düzgün öpüşmediğim bir herif, şimdi kadınlığıma kafasını gömmüş kalçalarımı avuçluyor öpüyordu. Aylardır yaşamadığım oral seks bacaklarımı ellleri iki yana aralayınca gerçekleşti. Önce dili değdi, sonra sakalları ve dudakları. Sakalları battı ama dili sert ve kocaman bir tur ile her yerimi dolaştı. Yana çekti çamaşırımı ve tekrar alev alev dudakları ile kadınlığımla buluştu.

– Am değil çeşme bu erkeksizlikten sırıl sıklam olmuşsun lan hemen. Dilini alttan üste gezdirdi. En ummadığım adam arada sivri sakalları ile canımı yakarak suratını kadınlığıma gömmüştü. İki eli ile kalçalarımın arasını iyice açıp kadınlığımın dudaklarını emdi çekiştirerek. Dizlerimde güç yok. Tüm kanım bacak aramda sanki. Her şey durdu sadece koca dilin kadınlığımı dıştan yalamasına odaklandı vücudum.

– Tazecik amcıklım tomurcuk tomurcuk

Uğraşa uğraşa üstümü çıkardı, sütyenimin kopçalarını da açtı. Ters çevirdi acele ile. Tekrar saldırdı aynı yerlere. Kadınlığımın küçük dudaklarını dudaklarının arasında ezmesi aynı anda hem inletiyor batan sakalları ise daha da canımı yakıyordu.

– Yavaş sakalların derken inleyen sesime şaştım.

– Ne tatlı bu amcık, ne zaman sikti seni en son. Konuşmayı seviyor demek ki Muzaffer amcamız.

– Aylar oldu yavaş lütfen. Ahhh diye zıpladım tekrar dili ile bızırımı kıstırınca. Bu öküz herif yalayarak boşaltacak beni.

– Ne tatlı suların.

Koca bir dil önce içimde, sonra aşağıdan yukarı dışımda gezindi. Çok özlemişim bunu. İçime giren parmağı. Kolları ile bacaklarımı kavramış durumda. Dili ne büyük ve sert. Az evvel cildimi kazıyan nasırlı kalın parmak içime kaydı. Acı ve zevk ile bağırdım. Çıkardı içimden çıkar deyince. Dudakları arasında bızırım. Arada iki bacağımın iç kısımlarını emerek dişleyerek acıtıyordu. Sonra tekrar kadınlığımda. Dili tekrar bızırımda yine nazik nazik ezdi, elleri yukarı göğsüme ulaştı. Ahh göğüslerim kalın parmaklarına hapsoldu. Kutsal üçgeni tamamlamıştı. Göğüs uçlarım ellerinde bızırım dilinde.

– Doyulmaz bu amcığa be. Offf memelerin de bomba imiş kız.

İki göğsüme birden saldırdı elleri. Acıdı göğüs uçlarım ama elektrik çarpar halde her hoyrat yoğurmasında. Gelmek üzereyim durma diye bağırmak istiyordum. Bir iki dil darbesi uzağım orgazma. Ağzım aralık soluyorum sadece.

Bızırımın üzerinden göbeğime oradan göğüslerime çıktı.

– Nereden büyüttün bunları? Yerim ben. Fazla yemeden dudağıma yapıştı. Ağzında kendi kadınlığımın ıslaklığı, kokusu. Kadınlığımdan çıkardığı dili ağzımın içinde şimdi. Ben de saldırdım etli dudaklarına. Koca göbeği ve erkekliği göbeğimi ezmekte. Orgazmın kıyısında olmanın coşkusu ile boynuna kıllı sırtına sarılmış halde bacaklarımı araladım. Dilimi uzattım emdi. Siksin artık beni. Hafif kalçası doğruldu. Aylar sonra bir sikin o sert ama kadife başı prezervatif olmadan, ıslak kadınlığıma değdi. Hedefini kolay buldu ohh işte buydu özlediğim. Gözlerinde bir vahşilik ile gözlerime baktı. Böyle ıslak amcık görmedim ben yıllardır. Kasma kendini. Başı içinde kadınlığımın, kolay girdi. Yavaşça ağır gövdesi üzerime çöktü ve bekaretimi kaybettiğim an gibi acı ile sikin gövdesi de içime yerleşti. Nefessiz kalıp bağırdım. Geri iteklemeye çalıştım. Altında eziliyor içimdeki genişlemenin şaşkınlığı ile terliyordum. Bağırdım Üzerimdeki dev cüssenin ağırlığından ve içimdeki genişlemeden nefessiz kalarak. Biraz doğrularak git gele başladı. Geri çekilirken içim daha da gerildi sanki.

– Canım yandı yavaş dedim.

– Yanar tabii daha çocuk çıkmamış tomurcuk amcığından. Yarı dizlerinin üzerinde doğrulmuş halde bacaklarımı iyice açarak katladı. Kalın kolları ile bastırdı bacaklarımı. Top oldum altında. Gördüğüm kalın kıllı bir göbek ile bacak aramın buluşması sadece. İçime giren sik kalın olmalı, bacaklarım bu kadar açılmasına rağmen belinin yavaş hareketleri ile oynadıkça içimde kalın bir kütük geziniyordu. Korkunç bir baskı var girişimde bızırımın üstünde kadınlığımın iç durvarlarında. Alnı terlemiş gözlerini kapatmış aynı tempoda yavaş ama sert ileri geri bel hareketi ile sikilmekteyim. İçimdeki kalın şeyi hızlıca bir iki santim içime iteklediğinde inliyordum, yavaşça geri çektiğinde tüm kadınlığımı da geri çekiyordu sanki. Sızlama sürmekteydi, ama genişleme, içimde daha önce ezilmemiş noktaları ezen sikin baskısı baş döndürücü. Gövdesi içimde değilmemiş yerlere sürtüyor, üstüme abandığında bızırımdaki baskı baş döndürüyordu. Bir erkekliğin sıcaklığının içimde olması ne güzel, aylar sonra prezervatifsiz bir sikin içime değmesi, yakması. Gözlerimi kapattım. Elim kendi göğsüme gitti. Göğüs aramdaki alev, kadınlığımdaki ile buluştu. Karnıma sancılar girerek dönüşü olmayan orgazm titremelerim başladı. Sular taşıyan lan amından diye böğürdü. Kendi göğsümü daha da çok sıktım. Kocama aşıkken bile daha geç gelen orgazm orospu gibi sikilirken çabucak teslim almıştı bünyemi. Boynum sancı ile öne doğru gerildi. Karnım kasıldı, nefesim kesik kesik boğazımdan söküldü. Sakinlemeye başlarken,

– Yanıyormuşsun. Genç kadın kocasız kalmamalı. Sesi ile sarhoşluğum biraz dağıldı. Yolda görsem yüzüne tüküreceğim bir herifin altında ter içinde inim inim inliyordum ve evet yanıyordum diye bağırmak istiyordum.

– Geleyim mi içine dedi. Sakın dedim hala toparlanamamış nefesimle zor çıktı ağzımdan ses. Belini geri çekmesi ile müthiş rahatladı kadınlığım.

– Dön bakalım yine deyince bitkin vücudumu çevirdi tekrar. Başladığımız pozisyonda dört ayak üzerinde beklerken soktu tekrar sikini. Yine bağırdım.

– Alışırsın Saniye de çocuktan sonra alıştı. Bir iki kere gördüğüm kilolu kısa boylu geniş kalçalı karısı geldi aklıma. Yine aynı tempo ve tarzda başladı sikmeye, sertçe içime giriş, biraz bekleyip yavaşça geri geliş. Neredeyse hiç ayrılmıyordu kalçalarımız birbirinden. Her girişinde daha çok geriliyor sanki içim. Biraz daha kendimdeyim. İçime giren çok derinlerde değil ama girişimi patlatacak kadar germekte. Dizim ağrıyana kadar sürdü git geli. Çıktı ve siki kalçalarımın arasına değdi. Aman aman sesi sonrası kalçama değen sıcak damlaların döl olduğunu biliyordum.

– Offf herşeyim sana feda olsun ne karıymışsın diye kıçıma bir şaplak attı. Ben kaput takmam sen çaresine bak bir şekilde dedi. Kendimi yüzükoyun bıraktım yatağa. Doğruldu içeri doğru yürüdü. Belinde bir havlu sarılı olarak döndü.

– Hadi kalk böyle yatma ben sonra girerim duşa. Sen bir viski daha koy abur cubur bir şeyler de almıştım.

Evin karısı olmuştum iki saat içinde. Duştan çıktığımda örtüyü çekmiş uyukluyordu yatakta. Annemi aradım Ayşen ile yemekteyim geç gelirim diye. Giyindim herşeyi hazırladım salona. Bana taktığı bilekliğin kutusu masaüstünde poşette. Faturası var mıdır diye baktığım poşetin içinde de bir eczane torbası. Çeşitli ilaçlar sadece bir tanesinin ne işe yaradığını biliyorum. Viagra. O yüzden bu kadar sertti demek içime giren. Bir bira daha içtim. İçerden uyanma ve sonra duş sesleri geldi. Bilekliği onbine almış.

Yanıma üstünde önü açık bir gömlek bir şort ile geldi.

– Niye giyindin?

– Gitmeyecek miyiz?

Kolumdan çekip oturttu yanına. Kocamdan öncesi sonrası oldu mu, onunla yaşarken uymam gerekenler, her cuma sonrası buraya geleceğini benim de burada olmam gerektiği, erkekler ile görüşmeyeceğimi dışarda böyle giyinmeyeceğimi, sıraladı da sıraladı. Her itiraz eder gibi olduğumda da evim arabam param her şeyim emrinde, üzme beni diye susturdu.

– Son bir tane daha koy diye uzattı bardağını. Koyup geldim. Çıkar bakalım üstündekileri. Sadece iç çamaşırlarım ile kalınca elimi tutup şortuna götürdü. Bakalım canlandırabilecek misin, diyerek kalçasını kaldırıp şortu indirdi. Göbeğinin çıkıntısından tek görünen koyu renk kalın bir mantar. Elim ile okşadım. Garip bir sik. İnik hali ile avucum boyunda ama çevresi avucuma zor sığmakta. Kafamı eğmesine karşı koymadım. Kendini geriye bıraktı. Tam zevk pezevengi ben de kapaması. Çevresi traşlanmış sikin ve altında sarkan taşaklarında bir kaç beyaz tüy durmakta yalnızca. Dudaklarımı sikine göre küçük mantara değdirdim. Sarkan taşaklarını tutunca ohladı. Elimle sıvazlamayı ve dillemeyi sürdürdüm. Biraz olsun dikildi yaşlı siki. Amının sızlamasına şaşmamak lazım. Normal büyüklükte başı var girmesi o yüzden kolay olmuş. Yaladıkça şişti ortası bombeli ağzıma sığamaz, tek elim ile bile saramıyorum. Çok kalın ama bodur koni şeklinde bir sik. Belki imar müdürününkinden bile kısa boy olarak, en olarak ise yamuk yumuk bir kola kutusu sanki. İçimi parçalarmış bu sik, adam genç olsa ve hızlı hızlı sikebilse.

– Gel kucağıma demesi ile ayrıldım sertleşen sikinden. Kucağına yerleşir yerleşmez göğüslerime saldırdı. Alttan da kalçalarıma yapıştı. Siki yarı sert hali ile kadınlığıma sürtünürken acıtma göğüslerimi diye tekrar uyardım. Eli ile sikini içime iteklemeye çalıştı. Girmedi. Biraz daha yala diye emir verdi. Bu sefer önünde diz çökerek baş kısmını emmeye çalıştım. Tekrar sertleşti. Kalkıp kendim kontrol ederek garip görünümlü takoza oturmaya başladım. Bacaklarımı olabildiğince açarak üstüne yerleştim. Başı girdi sonra kalan kısmı yumruk gibi içimde. İlk sevişmemizde bu kalınlığı yüzünden deli gibi terledim demek ki. O Kendini geri atmış göğüslerimi ezerken, yavaşça kalçalarımı oynatmak istiyordum üstünde. Mümkün değil. Her yerimi doldurmuş, kıpırdadıkça içimi yakan şimşekler çaktıran bir alev topu sanki. Elimi önüme götürdüm, ıslaklığım onun vücuduna da bulaşmış.

O kadar sakin bir tempoda üstünde kıvranıyorum ki, sanki yavaş çekimdeyiz. O da acelesiz kalça hareketleri ile bir santim ileri bir santim geri oynamakta. Dakikalarca sürdü bu. Arada sanki biraz yumuşuyordu içimdeki. Biraz hassaslaşan göğüs uçlarımı emip kalçalarımı nasırlı elleri ile sıkınca içimdeki büyümeyi fark ediyordum. Göğüslerimi kazımıştı elleri, sızlıyordu. Konuşmadı bu sefer hiç. Bu ateş bu ter bu titremeler biraz daha hıza ihtiyacım var biraz öne doğru eğilerek kendim tempoyu artırdım. Dudaklarımı boynumu şah damarımın üstünü emmekte. Kocaman dudakları boynumu kaplıyor vakum gibi içine çekiyor. Elleri kalçamı sıkmakta. Amım orgazm kasılmalarını yaşayamayacak kadar dolu. Bacaklarımı sıkamayacak kadar güçsüz gözlerim yaşararak yığıldım üstüne. Ben mi onu siktim o mu beni. Bu titremelere bu rüya alemine dalmaya değerdi. Altımdaki adama saldırmak yaşadığım dehşet orgazma onu da dahil etmek için dudaklarına yapışmak istiyordum. Sadece bu sikiş ile bile bu adamın kölesi olurdum. İçimde sertliği azalan sik yavaşça kaydı dışarı. Göğsü korkunç bir tempo ile inip kalkıyor hırlıyordu.

Nasıl bir gelmeydi o kız, öldürüyordun beni. Bense elimin kolumun titremesi dışında bir şey hatırlamıyorum. İndim üstünden. Ondan önce kendime gelip toparlanmak için duşa girdim. Bacakaramdaki ıslaklık hiç olmadığı kadar fazla bir bölgeye yayılmış. Evet nasıl böyle getirdiyse bu öküz. Sıcak su kadınlığımı yaktı. Dudakları kızarmış girişim yarı açık. Sıvılarımın arasından biraz döl bulaştı elime. O da boşalmış demek. Adet dönemim gelmek üzere, risk yok, yine de sonrası için bir korunma bulmalı. Bir saate hazırlanıp çıkabildik evden ayağa zor kalktı çünkü. Çarşamba gidip iki hafta Kuşadasında yeğenlere benim bakmam lazım deyince sinirlendi. Her gece arayacağım seni diye tembihledi. Sabahın köründe kadınlığımdaki ağrı ile uyanana kadar bayılmışım yatakta. Hastanede yeni evliyim yalanı ile kontrol oldum. Kadın doktor boynumdaki kızarıklığı da sorup defalarca tecavüze mi uğradım diye ağzımı yokladı. İçimi ne hale getirdi ise hayvan. Diğer ilaçlar ile doğum kontrol haplarını gizlice alıp evden çıkmadan dinlendim. Nihayet Kuşadasına ulaştığımda ilk iş koşarak kendimi denize atmak oldu. Muzaffer konusu tüm hayatımı değiştiriyordu konuşacak birilerine ihtiyacım var.

Categories: Uncategorized

BARCELONA SEX CLUB

No Comments

BARCELONA SEX CLUB
merhaba hikaye seviciler. Size mart 2019 da yaptığım barcelona seyahatimden tamamen ama tamamen yaşanmış anımı paylaşıyorum. ben İzmir’de yaşıyorum 29 yaşında atletik vücutlü lazer epilasyonlu bir gayim. kadınsı değilim belki de o yüzden Türkiye’de istediğim cinselliği yaşayamıyorumdur. neyse hikayeme geçiyorum.
5 günlük barcelona seyahatimde 3-4 tane sex clup a ve glory hole denen mekanlara gittim. bu hikayede sex clup ın birinden bahseceğim.
gitmeden de gittiğimde de araştırdım bir kaç mekan. şansıma kaldığım ev bütün mekanlara yakındı hatta yürüyerek kaldığım eve 5 dk olan bir sex clup a gittim açık fikir adında bir mekan. ingizlice tabi…gece 11 de açılıyor. o kadar nezih güvenliydiki şaşırdım. dışarıdan orasının bir sex klübü olduğu bile anlaşılmıyor sadece gay bayrağı var. neyse girdim karşılayan kişi çırılçıplak 🙂 o gecenin konusu naked yani çıplaklık. giriş için 19 euro verdim buna alkollü 1 içecek de dahil. ödedim girdim. soyunma odası yok tabi ortalık yerde soyunuyorsun dolaplar var kitleniyor eşyalarını oraya koyup kitliyorsun koluna anahtarı bileklik gibi geçiriyorsun.
ortama girmeden önce anal temizlik evde yapamadım duş buna uygun değildi. aklınızda bulunsun avrupada bu anal temizlik için imkanlar mevcut gittiğiniz mekanlarda. ama anal duş başlığını yanınızda götürmeniz gerekiyor. temizliğimi yaptım ve girdim mekana.kayganlaştırı ve kondomlar bedava her köşede demirlere asılmış kutularda kondomlar, sensörlü sabunluklarda da kayganlaştırıcılar mevcut 🙂 o kadar heycanlandım hoşuma gittiki size anlatamam
karışık yaşlarda ben yaşlarda olanlarda var daha yaşlılar daha gençler de. hepsi çıplak muhtemelen de haplı çünkü çoğunun yarı sert geziyordu aletleri. 3-4 tane konsept var ve her tarafta deri yataklar kotuklar sandalyeler çeşit çeşit pozisyonlar için…mekanda bu arada gittiğim mekanın ana müşteri portfötü fistingçiler. 4 bi tarafından demirlere asılı demirlere bağlanmış deri hamak yatıp bacakları dayamak için de konforlu düzenek var. kim isterse götüne yumruğu sokuyor. ilk gittiğim salonda kalabalık bir şekilde etrafına doluşmuşlar birisi yatmış birisi deliği yumuşatıyordu. deliğini yalıyor arada parmaklıyor arada da sikiyordu. ama bu sadece deliğini yumruğa hazırlamak içinmiş sonradan anladım 🙂 şuan bunları yazarken bile deliğim zonkluyo 🙂
yatak odası konseptine girdim 5-6 kişi sevişiyor ben de girdim aralarına onlar beni ben onları ayaklar dahil yalanmadık yer bırakmadık çok heycanlıydı pasif olmama rağmen aletim kazık gibi olmuştu. yuvarlak çizdik 6kişi sakso çekmeke başladık uzunca bir süre. bi kaç kişi boşaldı ben boşalmadım çünkü sikilmem lazımdı.
başladım götümü siktircek birilerini aramaya 🙂 ve buldum sonunda sonrada öğrendim Brezilyalı benle aynı boylarda ve kapkara koskocaman bir aleti vardı. boş yataklardan birine geçtik sevişmeye başladık deli gibi öpüşüyoruz. o sırada birisi daha bize dahil oldu. baktım pasif. hemen yataktan yolladım. bu konuda oldukça hoşgörülüer inananamadım. sonra yine birisi daha dahil oldu diğerini gönderince anladım sadece sikici istiyorsun dedi kulağıma.bu kişi sarışıncı baya muhtemelen Almandı. çok hoşuma gitti.ikisini birden yalamaya başladım Almanın aleti büyüktü ama kalın değildi. brezilyalıya hazırlık için ilk önce o sikecekti beni. sonra onlar benim deliğimi yalamaya başladılar 69 pozisyonuyla almanın üzerine çıktım o taşaklarımı yalarken brezilyalı deliğimi yalıyordu.ben de almanın yarrağını yalıyordum .muhteşem bir duygu kelimelerle tarif edemiyorum şuan. artık sikilme kıvamına iyicene gelmişti deliğim. alman geçti arkama o da tüküre tüküre yalamaya başladı sonra kayganlaştırıcı sıktı deliğime ve kondom giydirdiği yarrağına… yavaşça girmeye başladı. bu arada deliğim onlara göre oldukça dar. ikisi de bu durum çok hoşlarına gitti. sürekli merak etme canını acıtmayacağız diyorlardı. neyse önce kafasını yavaşça gıdım gıdıp sokup çıkarıyo artık alışmıştım daha çok sok artık hazırım dedim ve kökledi. muhteşemdi. hiç canım yanmadı sadece zevkten 4köşeydim. tabi sikilirken diğer erkeğimi yanlız bırakacak değilim o da sakso çekmem için önüme geçti. alman çok uzun sikti beni pozisyondan pozisyona soktu 2inci pozisyondan sonra brezilyalı kızmaya başladı söylenmeye başladı kıyamam. bu arada mekandaki 5-6 kişi bizi izlemeye geldiler onlar izlendikçe bana dokundukça yarraklarını vücuduma vurdukça zevkten çıldıracaktım.sonra sırayla sikmeye başladılar. bi kaç dk alman bi kaç dk brezilyalı, bi kaç dk bir bakası…derken alman boşaldı sonunda. ayrıldı yanımızdan aletini yıkadı tekrar gezinmeye başladı 🙂 brezilyalı da beni sevgilisiymişim gibi seve seve sikiyordu çok çok güzel bir sex yaşıyordum…izleyenlerden birine geldi sıra onun yarrağını aldım ağzıma ama bu inanılmaz büyük bir yarraktı. ona bunu alamayacağımı söyledim tamam dedi ve ayrıldı yanımızdan. brezilyalı da boşaldı sonunda kondoma bir baktım herhalde 15gündür boşalmıyordu balon gibi şişmişti döl dolmuştu.
çok yorulmuştum ama daha gece yeni başlıyordu. sırada daha çok kişi vardı izin istedim ve duşa girdim sıcak suyla rahatladım. sonra tekrar gezinmeye başladım. dinlenirken başkalarının sikişlerini izleyip kendimi azdırıyordum sonra fisting salıncağına yattım kimisi deliğimi yalıyor, kimisi sikiyordu.fisting yok diyordum. yumruk alacak kadar değil deliğim….okadar azgındımki sikildikçe sikilmek istiyordum brezilyalı deliğimi çok güzel açmış olacakki herhalde 10 kişi sikmiştir beni 3-4 saatte 🙂 artık double istiyordum.. bunu belirttim hafif yüksek sesle double penetratiton diye isteyenler için diye açık arttırmaya çıkardı kendimi 🙂 2-3 tanesi geldi. benim boyum 172 65 kilom onlar için çocuk gibiyim 🙂 gelen 2 çocuk 185 üst koskocaman çocuklar sevişme esnasında öğrencim sevgiliymişler 🙂 artık hazırdım iki yarrak gircekti ufacık deliğime(artık ufak değildi) ayağa kalktım ortalarında tost yapmışlardı beni. aman allahım şaşıdım birisi arkamdan boynumdan öpe öpe bacaklarımdan kaldırdı önümdeki tuttu bacaklarımdan porno filmi sahnesi gibiydi önce aleti büyük olan girdi yavaş yavaş ilk double deneyim dedim. dinlemedi kaç kere sikildin kaç saattir görüyoruz seni dedi ve hart diye geçirdi. inanırmısınız sadece sevk hissettim acı yoktu. sonra diğeri girdi ikisi kucaklarında ayakta beni zıplata zıplata sikiyordu iki tane sünnetsiz yarrak yeriyordum hem de aynı anda. belki 10-15dk siktiler beni öyle.süperdi. bu pozisyonda taşaklarım ve aletim önümdekinin karnına değdiği için herhalde ben artık boşalmıştım. e ben boşalınca bitti herşey 🙂
hayatımdaki en güzel deneyimlerden birisi buydu okuyup beğendiyseniz ne mutlu bana ve inanın tamamen gerçek bir hikayedir. glory hole hikayemi de bi ara yazarım

Categories: Uncategorized

oruspu baldiz

No Comments

oruspu baldiz
Merhaba değerli okurları ben Yalçın, erotik hikayem biraz farklı .18 yaşımdayım ve 2 yıl önce başlayan bir durumdan herşeyin başlangıcından bahsedicem size. Ben 10 yaşıma kadar yetiştirme yurdunda kalan bir çocuktum. Kimsem yoktu. Daha sonra Fadıl babam ve Nermin annem tarafından evlatlık edinildim.Onlar ilk günden itibaren beni sevgiyle kucakladılar ve hep mutlu etmeye çalıştılar. Onların çocugu olduktan sonra hayatımda istedigim herşey gerçekleşti. Çocukları olmadıgı için beni evlat edinmişlerdi. Özel okulda okuyordum derslerim iyiydi.Ta ki bende ergenlik başlayana kadar.Nermin annem siyah saçlı özellikle göğüsleri çok büyük bir kadındı. Bacakları da çok güzeldi ve ben ona ilgi duymaya başlamıştım. Okulda kızlarla pek konuşamıyordum genellikle çekingendim. Onlar yanıma gelir ben konuşmaz susardım. Bu arada evdeyken hep Nermin annemle konuşur ve onu her haliyle incelerdim. Onu iç çamaşırlarıyla gördüğüm çok olmuştu. Genellikle beyaz dantelli çamaşırlar giyerdi. O evde yokken çekmecedeki iç çamaşırlarını karıştırıp bakmaya başlamıştım.Bunu yaparken sikim dimdik oluyordu. Geceleri onu hayal ediyordum.Sutyenleri de inanılmaz buyuktu.Elimi içine sokunca yumrugum içinde ufacık kalıyordu. Siyah saçlı siyah gözlu ama akça pakça tenli ve çok iri memeleri olan Nermin anneme hayrandım.Beni evlat edindikleri ilk andan beri memeleri beni etkilemişti kuçuk bir çocukken bile. Nermin annem 42 Fadıl babam 48 yaşındaydı ki bana birgun inanmakta zorluk çektigim bişey söylediler.Megerse yıllardır bir taraftanda çocuk sahibi olmak istiyorlarmış ve sonunda nasıl bilmiyorum annem 3,5 aylık hamileymiş ki bunu sana kardeş geliyor diyerek bana söylediler.Aylar sonra annem dogum yaptı.Bu arada memeleri dev buyuklukte olmuştu.Hamilelik sırasında ve sonrasında babam la ilişkileri azalmıştı sanırım. Onu bir kere amını okşarken yakalamıştım etek uzerinden astırıyordu.İlerleyen gunlerde annemin bana karşı tavırları deişmeye başladı. ( sex hikayeleri )Bebeiyle ilgileniyor bana bakmıyor ama tam içimden ona kızarken bir egiliyor bir kalkıyor beni mest ediyordu. Benim yanında o dev göuslerinden tekini buluzundan dışarı çıkarıp kardeşim Esrayı emzirdigi o ilk gunu unutamıyorum. Şok olmuştum.Esra dogduktan 1 ay sonra artık hiç çekinmeden benim yanımda onu emziriyordu.Sut dolu memeleri muhteşemdi.Kavun gibiydi.Bembeyaz memelerinin uçları leblebi gibi ve meme uçlarının çevresindeki halka çok hoş açık kahverengi renkte ve kalın kocaman bir halkaydı.Bebek onu emerken ben. bakmaz gibi yapıp öyle bakardım.Birgun bak sen nasıl acıkmış abisi diyerek memesinin tekini çıkardı ve yine emzirmeye başladı bende yanına gittim ve dibinden baktım.Nasılda emiyordu.Geceleri 31 çekiyordum.Bir kere sevişirken gece yatak odalarının kapısından Nermin annemle Fadıl babamın zevk seslerini dinlemiştim.Çok tahrik olmuştum.Yine birgun Okula gitmedim iyi deilim diyerek ve Nermin Esrayı emzirirken ona bakıyordum.Oda bana baktı.Cesaretimi toplayıp Nermin anne sen beni hiç emzirmedin dedim. Çok şaşırmıştı.Onlara evlatlık geldigimde 10 yaşımdaydım.Evet dedi.BenDE istiyorum dedim.Delirdinmi sen dedi bana odadan kovdu.Yuzune bakamazdım artık.Ya kocasına söylerse ne yapardım Ama hiçbirşey olmadı ve bir gun sonra o an geldi.Bebei emzirirken beni çaırdı otur orda bakıyım dedi.Benimle konuşacaktı herhalde.Bebei aldı emzirmesi bitmişti gazını çıkardı beşike yatırdı. Bunu yaparken o muhteşem tek memesi buluzunun dışında savruluyordu içine sokma zahmeti göstermemişti.Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı.Geldi,karşımdaki koltuga oturdu.Bense yerime mıhlanmıştım kımıldayamıyordum.Öteki memesini de çıkardı.Bana yanıma gel dedi.Gittim.Dokun dedi.Dokundum.Yumuşacıktı.Harikaydı.Em dedi.Yuzumu bastırıp ucunu agzıma aldım ve memesini emmeye başladım.Doyulmaz bir zevkti.O koskocaman dev göuslerinin birinde elim gezinirken dierini de emiyordum.Nefessiz emiyordum.Heyecandan kalbim duracaktı.Bir saniye bile boşa geçsin istemiyordum.Sut dolu memesini emiyordum agzıma gelen şeyleri yutuyordum sutu beni iyice kendimden geçirmişti.Başımı memesinden kaldırdı ve minik bir öpucuk kondurdu dudaıma.Bana ayaga kalk dedi. Önune dogru çekti ve karşısına getirdi.Bacaklarını açıp altındaki siyah dizustu eteinin altından kanapeden kalkmadan saga sola debelenerek beyaz dantelli kulodunu çıkardı.Bana verdi kokla hadi dedi.Kokladım.Daha önce çekmecelerini ve kilotlarını karıştırdıgımı da anlamıştı demekki.Koltuga sırtustu uzanıp bacaklarını iki yana açarken beni de uzerine dogru çekti. Siyah etei beline kadar sıyrılmış pembe bady si de bogazının hemen altındaydı ama göuslerini örtemiyordu.Sikim kazık gibiydi.İçine duşuyordum adeta amına girerken . İleri geri gidip geliyordum.Sonradan dogumdan sonraki haliyle 110cm.e ulaştıgını ögrendigim o memelerinden gözlerimi alamaz şekilde Nermin annemin amına sokup çıkarıyordum.Çıldırmak uzereydim ve patlayarak boşaldım. Bana ustunden çekilip kanapenin yanında kendisine dogru dizlerimin ustune çökmemi istedi. Dediklerini aynen yapıyordum ve onun istegiyle sol elimle kanapede başı sola dogru olacak şekilde uzanmış yatan Nermin annemin memesini okşarken sag elimide onun dedigi şekilde 1parmak 2parmak derken 3parmak onun amına soktum. O da sol eliyle sol memesini okşarken sag eliyle de başımı ve saçlarımı okşuyordu.Elimi hızlı hızlı sokuyordum sıcacık amına.Bir taraftanda o muhteşem göuslerinin ikiside okşanıyordu.Yumuşacıktı memesi alttan kavramaya çalışıyordum sıkıyordum avucuma sıgmıyor taşıyordu.Çok geçmeden bir daha sikim dikilmişti.Bana ayaga kalk dedi.Bekle biraz dedi.Bir elini amına soktu öbur eliyle memesini sıkıyor ucuyla oynuyordu. Amını avuçlayarak 4 parmak sokmaya başladı içine öbür elinide memesinden çekti ve bızırını hızlı hızlı okşamaya başladı.Bana çabuk şimdi sok içime dedi. Taş gibi sertleşmiş sikimi amına soktum bacaklarını havaya kaldırdı sonrada belime doladı. İçinde gidip geliyordum o memeleride ileri geri giderken burnuna çarpıyordu. ( ensest seks hikayeleri )Anne harikasın çok seviyorum seni harikasın ne guzel sey diyordum o da hepsi senin bebeim yavrum sik hızlı devam böyle çok iyi devam et devam et durma şimdi şimdi diyordu Boşalırken söyle Yalçın dedi. şimdi dedim tutamıyorum. o anda tamam dedi ve patladım o anda o da patladı. Harikasın diyordum,sende bebeim diyordu.Yaraın super yavrum benim tatlı yavrum diyordu .inanılmaz bişeydi taşaklarım götum sikim elektrige tutulmuş gibiydi.Tum vucudum zevk içinde titriyordu.Memelerinin ustune bastırdı başımı.Kanape rezil olmuştu.Ben hallederim sevgilim dedi bana.Ayaga kalktık. Dudaklarımdan öptu beni.Birlikte yıkandık.Göusleri benimdi artık.Fadıl babam,Esra bebek bir de ben sahibiydik artık o dev memelerinin.Geceleri Nermin annem ve Fadıl babamın yatak odalarının kapısınakadar gidip onların sevişirken çıkardıkları zevk seslerini dinliyordum. Kapıları aralık oluyordu.Annem bu gece de senin için aralık bırakırım diyordu.Bazen okuldan erken dönuyor ve memelerini emmeye başlıyordum sevişiyorduk. Birgun bana baban evdeyken sevişicez dedi.Nasıl olurmu öyle şey yakalanırız dedim.Merak etme o uyuyunca dedi.Bana bir toz gösterdi mışıl mışıl uyuyacak bu akşam.Gece yarısını geçmişti saat 01,30 gibi odama geldi.Çırılçıplaktı.Gece lambasını yaktı. Loş ışıkta dahada tahrik ediciydi.Hamile kaldıgımdan beri hormonlarım normalin 3 katına çıkmış kendimi frenleyemiyorum.Nerdeyse jinekologuma bile vericem iyiki sen varsın dedi.Doktormu dedim.Boşver benim tek doktorum sensin.Hadi iyi et anneni guzel çocuk dedi.Önumde yatagımın kenarına dayanıp domaldı.( porno hikayesi ) Eliyle de beni arkasına çekip sikimi bacaklarının arasından elini geçirerek çekti ve amına soktu. Hadi başla dedi.Pompala bebeim.Hadi yavrum.Hemen başladım ileri geri ve sikimi sokup çıkarmaya hızlı hızlı.Harikaydı bembeyaz yuvarlak kalçaları 100cm.di.Saçlarına yapıştım ve çekmeye başladım sikiyordum çok zevkliydi.Egilerek belini öptum kadife gibiydi teni.Birden seni yalamak istiyorum dedim.Delirmiştim.Yumuşacıktı.Egildim götunu . yalamaya başladım.Dur dedi halının ustune yatırdı beni 69 pozisyonuna geçtik.kalçalarını agzıma oturttu.amını dilliyordum yalıyordum o da sikimi agzına almıştı.Sonra sonra gece boyu seviştik sikiştik. Bana bilmedigim bişey yapıp sikimi göuslerinin arasına aldı.Dimdik sikim kayboldu memelerinin arasında.o muhteşem göuslerinin arasında boşalttı beni.Aynı şeyi bir başka gece yine yaptık yine yine.Sonra bir gun .Fadıl babam girdi odaya. Çok korktum. Herşey bitti derken devam edin dedi. Sonradan ögrendimki bana yaptıgını kocasına da yapıyormuş Nermin annem kapıyı aralık bırakıyormuş ve Fadıl babam bizi izleyip yada seslerimizi dinleyip tatmin oluyormuş. Artık hep birlikteyiz. Hiç grup sex yapmadık.Fadılla birlikte Nermini sikmedik.Ama o izlemeyi çok seviyor ve izlenmeyi.Nermin i bir gece ben sikiyorum Fadıl babam seyrediyor bizi hiçbirşey yapmadan sadece izliyor.Sonrada ben odama gidince onlar sevişmeyi sürdürüyorlar. Bir sonraki seferde ben onların sevişmelerini izliyorum. Sevişirken küfürlü konuşuyorlar. Orospum benim diyor Fadıl bey Nermine. O da dikkat et tek sikicim.( seks hikayesi )

Categories: Uncategorized

Uzun Bir Hikaye Sonay ve Serkan -1

No Comments

Uzun Bir Hikaye Sonay ve Serkan -1

NOT
Arkadaşlar ilk seride olduğu gibi bu seride de aşağıda yayınlanan hikayelerin hiç biri tarafımca yazılmamıştır. Burada veya farklı sitelerde yayınlanan hikayeler konu bütünlüğü içinde birleştirilmiştir.
İlk seriyi Sonay’ın anlatımıyla yazmıştık ve seri sonunda Sonay ve Serkan evlenme kararı almıştı. Bundan sonrakiler ise Serkan’ın anlatımıyla olacaktır.
Kaldığı Yerden Devam
Evet Sonay’ın da dediği gibi onu ilk gördüğüm günden itibaren birbirimizden kopamaz olmuştuk. Onu gördüğüm andan itibaren kendimi tümüyle Sonay’a kaptırmıştım. Tabii ilk başlarda tek isteğim, onu biran önce sikmekti. Aslında; sonrasıyla karşılaştırıldığında, öyle abartılı ve tahrik edici de giyinmemişti Sonay ama söyledim ya, kelimenin tam anlamıyla bir “Am” olarak görünmüştü gözüme. Ama zamanla herşeyin değişmiş aramızdaki ilişki kısa sürede aşka Tolga ile boşandıktan sonrada evliliğe dönüşmüştü
Tanıştıktan bir ay sonra zorda olsa onu benimle birlikte yemeğe çıkmaya ikna edebilmiştim. Yemek bittiğinde onu evine bırakma işini ustaca üstlenmiş, sonra da kendi evime atmıştım tabii. O andan itibaren de Sonay’ın esiri olmuştum zaten. Doymak bilmez bir sikiş makinesi gibiydi. Elimi neresine değsem tepki veriyordu. O ilk gece; Sonay’ın sikişmekten ne kadar çok zevk aldığını ve karşısındakine de ne kadar çok zevk verdiğini keşfederek, resmen yamulmuştum. Sabaha kadar iliklerimi boşaltmıştı adeta.
Altı ay içinde kocasından boşandı ve evlendik.
Çevremizdeki herkes birbirimize çok yakıştığımızı düşünüyordu. Laf aramızda hala da öyle düşündüklerini biliyorum. Bunun nedeni ise hiç bir şeyin farkında olmamaları. Neyse lafı uzatmayayım. Haziran’ın son günlerindeydi. Nikâh dairesinden çıkar çıkmaz eşim gelinliğini bile çıkarmadan kendimizi havaalanına atmış ve uçağa bindiğimiz gibi Bodrum’a gitmiştik. Ve değişim de orada başladı işte.
Bir hafta boyunca kalacağımız 5 yıldızlı otele varınca ilk iş eşyalarımızı yerleştirdik Eşim lütfen bir yemek yiyelim açlıktan ölüyorum dedi. Oysa ben bir an önce sevişmek istiyordum. Ancak eşimi de zorlamak istemiyordum ilk geceden sonuçta onunda zevk alması gerekiyordu ve karnı açkende veremezdi kendini. Yemek istemek için öde servisini arayacağım sırada istersen aşağı restorana inelim yemeğimizi yer birazda çevrede dolaşırız nasılsa vakit erken dedi. Böylece otomobildeki uyuşukluğumuzu atmış oluruz. Hiç gerek yok ben başka şekilde de atarım senin uyuşukluğunu diye cevap verince hınzırca Güldü yüzüne masum bir kız çocuğu edası vererek lütfen kırma beni diye cilvelendi. Çaresiz kabul ettim. Sanrım eşim o anı mümkün olduğunca geciktirmek istiyordu. Dışarı çıkıp yemek yemeyi ve sonra da Bodrum’un barlarında biraz eğlenmeyi kararlaştırmıştık. İlk şoku, karım giyinmesini tamamlayıp banyodan çıktığında yaşadım. Karşımda duran benim alıştığım Sonay’a hiç benzemiyordu çünkü. Gelinliğini çıkarmış onun yerine Uçuk eflatun, incecik bir giysi geçirmişti üstüne. Sicim kadar ince iki askı omuzlarından geçerek giysiyi tutuyordu. Kolları, omuzları ve boynu, ortasına kadar sırtı ve memelerinin üstü meydandaydı. İncecik streç kumaş, memelerini, karnını ve kalçalarını sarıyordu. Eteği kasıklarının yarım karış kadar altındaydı. O güzelim, bembeyaz bacakları çıplaktı. Ayaklarına ise yalnızca bir kaç ince deri battan oluşan, iyice yüksek topuklu ve altları incecik kösele, siyah bir çift ayakkabı giymişti.
Yarağım biranda kalkmıştı onu böyle görünce. İçimden geçen, dışarı çıkmak yerine onu yatağa atıp doyasıya sikmekti. Yürüyüp ona sarıldım. Aynı anda da, giysinin altına hiç bir şey giymemiş olduğunu anladım. gerçi bu giysinin altına sutyen takması olanaksızdı zaten ama külotu da yoktu. Bunun farkına varmak ise sanki mümkünmüş gibi yarağımın biraz kalkmasına neden olmuştu yalnızca.
Sonay niyetimi anlamıştı tabii. Bir adam geri çekilip gözlerimin içine bakarak;
– “Acele etme sevgilim…” dedi, – “Nasıl olsa geri geleceğiz… Hem inan bana, o zaman daha güzel olacak…”
Sesimi çıkarmadım. Yalnızca bir kaç saat önce evlenmiştik ve bu akşamı eğlenerek geçirmek istemesini anlıyordum. Ondan uzaklaştım. Ama üstümdeki incecik pantolonun önü çadır gibi olmuştu. Karımın gözleri bunu hemen yakaladı tabii:
– “Uffff çok güzel olmuş…” dedi kıkırdayarak,
– “Ama bence eline bir şey al da, sokaklarda böyle dolaşmak yerine önünde tutup durumu gizle istersen…”
Doğru söylüyordu. Dolaptan spor bir gömlek aldım elime. Sonra dışarı çıkmak için aşağıya indik. Lobiden geçerken Sonay önümde yürüyordu ve ben de gömleği almakla ne kadar isabetli bir iş yapmış olduğumu anlıyordum. O baş döndürücü kalçaların incecik kumaşın altından olduğu gibi belli olmaları bile yeterdi aslında. Ama sanki inadına yapıyormuş gibi iyice çalkalaya çalkalaya yürüyordu karım. Manzara, insanın aklını başından alacak gibiydi.
Takside ise oldukça ilginç bir durum çıktı ortaya. Ben şoförün arkasında oturmuştum, Sonay ise sağ taraftaydı. Önce şoförün ön camın sol tarafına taktığı panoramik aynayla oynadığını fark ettim, sonra da Sonay’a baktım. Öyle bir oturmuştu ki, neredeyse amı görünecekti. Şoförün, bu akıl almaz manzarayı seyredebilmek için aynasına ayar yapmaya çalıştığı belliydi. Sesimi çıkarmadan bekledim. Son derece heyecanlanmıştım ve ne olacağını merak ediyordum doğrusu. Karım ise kıpır kıpırdı. En çok hareket eden yeri ise bacaklarıydı bu arada. Birden onun da durumun farkında olduğunu kavradım. Şoförün bacaklarını seyrettiğini biliyordu ve sürekli hareket ederek ona daha da çok göstermeye çalışıyordu.
Bodrum’un içinde, Neyzen Tevfik heykelinin önünde taksiden inerken, dikkatimi şoförün yüzündeki üzüntülü ifade çekti. Yolculuğun çok kısa sürmüş olduğunu düşünüyordu herhalde. Ama Sonay inerken ona son bir iyilik daha yaptı. Bacakları öyle bir aralandılar ki, eminim adam bu sefer amını bile görmüştü.
Yanyana, sahil boyunca yürüyerek Karada Marina’ya kadar gittik. Yanımızdan geçen tüm erkeklerin gözü karımın üstündeydi ve ben gömleğimi yanıma aldığım için kendimi çok mutlu hissediyordum. Yarağım, bir an için bile yumuşamıyordu.
Marina’da, bir restoranın terasına oturup yemeğimizi yedik. Başta; yemek boyunca biraz kendime geleceğimi sanmıştım ama yanıldığımı hemen anladım. gerçi ben oturduğum yerden göremiyordum ama çevremizdekilerin gözleri önünde müthiş bir manzara vardı. Karımın bacakları, örtüsü olmayan masanın altından olduğu gibi görünüyor olmalıydı. Tüm erkeklerin gözü onun üstündeydi. Şarap içiyorduk ve alkolün etkisiyle olmalı, Sonay iyice kıpır kıpır bir hale gelmişti artık. Bu yetmiyormuş gibi, yakın çevremizdeki tüm erkeklerin gözü de, giysinin altından bütün güzelliğiyle belli olan baştan çıkarıcı memelerindeydi. Bize servis yapan garsonun ik**e bir yanımıza gelmesinin nedeninin de karımın memeleri olduğundan hiç kuşkum yoktu. Yarağım pantolonumu yırtacak bir hale gelmiş, inmek bilmiyordu.
Yemekten sonra yine yürüyerek geriye, Barlar Sokağı’na döndük ve ilk bulduğumuz bara daldık. Sonay elimi tutup ısrarla beni bana doğru götürdü ve yüksek bar taburelerinden birine çıkıp oturdu. Yine müthiş bir manzara çıkmıştı ortaya. Bacakları, neredeyse kalçalarına kadar meydandaydılar. Orada ikişer viski içip bir kaç saat oturduk. Doğaldır ki, yakın çevremiz gözlerini karımdan ayırmayan sürüyle erkekle dolmuştu yine.
Bir taraftan da, Sonay’ın yüzünde meydana gelen ifade değişikliği dikkatimi çekiyordu. Gözleri hafifçe buğulanmış, dudakları ıslak ve aralıktı. Her halinden onun da çok tahrik olduğunu anlayabiliyordum. Anlamadığım tek şey, bu durumun beni neden bu kadar çok etkilediğiydi.
Sonra çıkıp yeniden bir taksiye bindik ve otele doğru yola çıktık. Sonay, tıpkı önceki takside yaptığı gibi, şoförü yol boyu deli etmeyi sürdürdü bu arada. Eteği artık neredeyse beline kadar sıyrılmıştı. Onun kendini gösterdikçe tahrik olduğunu, tahrik oldukça da kendini daha çok gösterdiğini fark edebiliyordum.
Otele girdiğimizde tek isteğim karımı biran önce odaya götürmek ve deli gibi sikmekti. Ama bunu başaramadım. Sonay,
– “Aşkım sen barda biraz oyalan benim bir saat kadar işim var olur mu?” dedi
– “Ne işi ya?” diye istemsizce cevap verdim.
– “İş işte aşkım kadınlara özel bir iş bir saat kadar sonra seni arayacağım.” deyip dudağıma bir öpücük kondurdu. Giderken de
– “Sakın aramadan gelme ha aşkım.” diye tenbih etmeyi unutmadı. gönülsüzde olsa kabul ettim kendi kendime – “Son bir saat Serkan bir saat daha” diye
Bir saat çevrede anlamsızca oyalandım oldukça sıkılmıştım. Bara giderek kendime bir içki aldım yavaş yavaş yudumlamaya başladım birden bir el omzuma dokundu.
– “Oooo kimi görüyorum. Bak hele bak Beyimiz borçlarını ödeyeceğine paraları tatilde karılarla yiyor.” Sesin geldiği yana baktım karşımdaki arada bir iş yaptığımız firmanın sahibi Kerim Beydi.
– “Yok abi !Ne karılarla yemesi. Evlendim eşimle balayındayız.” Samimi bir şekilde omzuma dokundu
– “Tebrik ederim de koçum ama verdiğiniz senedin de karşılığı yatmamış bizde müşterilerimize mahcup olduk olmaz böyle.” dedi.
– “Haklısın abi bir yanlışlık olmuştur. Çok özür dilerim varınca hemen ilgilenir hallederim.” diyerek tekrar özür diledim
– “Tamam koçum kaç yıllık hukukumuz var bir daha olmazın.” diyerek ayrıldı Kerim Bey. Bir müddet daha oyalandım
Sonunda beklediğim telefon geldi nihayet karım cilveli bir sesle
– “Aşkım gelebilirsin seni bekliyorum.” diyordu. Nihayet dedim içimden telefonu kapatıp heyecanla yukarı çıktım. İçeri girdiğimde eşim yatağın üzerine oturmuş beni bekliyordu. Üzerine gelinliğini giymiş duvağını örtmüştü. Onu bembeyaz gelinlikle görünce daha da heyecanlandım, hemen yanına giderek duvağını açtım. Bu bir saat içinde kuaföre gidip saçını yaptırmış bir güzelde makyaj yaptırmıştı kesinlikle otele geldiğimizden daha güzel görünüyordu.
– “Aşkım çok güzel olmuşun.” dedim.
– “Her şeyi mükemmel olmalı bu balayımızı hayatının sonuna kadar unutmanı istemiyorum.” dedi.
– “O kadar güzelsin ki zaten unutmam mümkün değil.” diyerek dudaklarından öpmeye başladım. Dudaklarının tadı ile dudağına sürdüğü rujun tadı birleşmişti. O da yanıma iyice yaklaşıp bana sarıldı ve bir müddet sarılmış vaziyette dudaklarını ve dudaklarının içinde yakalayabildiğim dilini somurdum. Ben çok heyecanlıydım Sonay’ın bana sarılırken vücuduma değen göğüsleri beni iyece uyarmıştı. Yarağım kazık gibi olmuş kumaş pantolonun altında bariz bir şekilde meydana çıkmış ben buradayım diyordu. Sonay alaylı bir dille yarağıma bakıp
– “Ooooo bu ne?” dedi gülerek ben
– “Seni görünce dayanamadı ne yapayım.” Dedim. O da pantolonumun altındaki yarağımı elinin içiyle okşamaya basladı. Ve sonra gözlerime baktı ben zaten şokta ve heyecanlıydım dilim tutulmuştu. Beni kendine çekip
– “Öp beni canım.” diyerek inledi. Ne yaptığımı bilmeden onun o pembe dudaklarına yumuldum. Dudaklarımı öylesine güzel öpüyordu ki işini tahminimden çok daha iyi biliyordu. Beni hem öpüyor hem de yarağımı taşaklarımı avuçluyordu karıcığım sanki pantolonumu parçalayacaktı. Pantolonumun kemerlerini çözerek aşağı indirdi sonrada şortumu indirdi. Yarağımle burun buruna geldi. Yarağım kazık gibi olmuştu. Eliyle kavradı ve
– “Hımmm demek yiyeceğim yarak bu hiç de fena görünmüyor.” diyerek elindeki yarağımı incelemeye başladı. Sonra birden ciddileşti ve eliyle sıkıca kavradığı sikeme
– “Arkadaş önce senle bir tanışalım.” dedi. O anda yüzendeki ciddiyet bana o kadar komik geldi ki kahkahalarla gülmeye başladım. O hiç ciddiyetini bozmadan
– “Ben Sonay ablan şimdi bana iyi bak eğer tembellik etmez dediklerimi yaparsan seni dünyanın en mutlu yarağı yaparım. Ama tembellik edip görevlerini aksatırsan boynunu koparırım alim Allah ömür boyu 31 çekersin ona göre.” Ben hala gülüyordum bana
– “Sen gül ama o beni anladı.” dedi. Sonra yarağıma dönerek
– “Değil mi küçük dostum? dedi. Sonra da yarağımı hemen ağzına aldı. Üzerinde hala gelinliği ve saçlarında arkaya atılmış duvağı vardı. Bir müddet yarağımı somurduktan sonra ağzından çıkararak etrafını yalamaya başladı dilini o kadar ustaca kullanıyordu ki yarağım iyice sertleşmiş güzel karımın ağzına sığmaz olmuştu. O ise ne yapacağından emin bir şekilde işine devam ediyor bazen kasıklarımdan başlayarak taşaklarımı ve yarağımın etrafını yalıyordu. Bazen de ağzının derinliklerinde kaybediyordu yarağım. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Kendimi kasıyor boşalmamak için zor tutuyordum, sonra – “Lan niye kasıyorum, artık evlendik, doyasıya seks yapabiliriz.” diye düşündüm ve birden bıraktım kendimi bir şelale gibi akıyordum. Sonay ağzına dolan spermlere rağmen hala yarağımı emiyordu daha fazla dayanamadım ve çektim ağzından. Mahcup bir tavırla
– “Özür dilerim aşkım.” dedim. Muzip muzip gülerek
– “Ne var bunda aşkım kökü sende nasılsa bu güzelliğe dayanamaz az sonra tekrar kalkar.” dedi. Önümde artık uyumaya başlayan ufaklığa son bir öpücük kondurarak
– “Kalkarsın değil mi aşkım?” diye muzip muzip Güldü. Spermlerin bir kısmı çenesinden süzülmüş gelinliğin göğüs kısmını kirletmişti. Bir müddet öyle bekledim sonra dolaptan bir bardak su alarak içtim. Sonay hala gelinlikle duruyordu.
– “Aşkım şunlardan kurtulmama yardım eder misin?” diye seslendi yanına giderek gelinliğin fermuarını açtım kollarını çıkarmasına yardım ederek gelinliği omuzlarından ayaklarına doğru kaydırdım
Altına bembeyaz dantelli bir sutyen ve minicik bir tanga giymişti onları da bana çıkarttırdı 5 dk. Uğraştım çıkartamadım en sonunda zorla çıkarabildim sutyenini. Daha sonra iki tane ipek topacına benzeyen göğüslerine kafamı bastırdı bende başladım uçlarını aralarını yalamaya. Yatağa sırt üstü uzandı ve bana kollarını açarak
-“Gel aşkım hadi” dedi. Bende üstüne uzandım altında Beyaz tangası hala duruyordu bacaklarını iki yana açıp beni arasına aldı. O kadar sıcaktı ki bacaklarının arası, üstümdeki gömleği sıyırıp başladım yarağımı arasına sürtmeye. İnlemeye benzer hırıltılar çıkarıyordu. Beni üstünden bir anda itti ve bana bakarak yattığı yerden kalktı kalçalarını tekrar yüzüme doğru yaklaştırdı manzara inanılmazdı bembeyaz bir kalça ve arasına kaçmış byaz bir tanga bu manzara karsısında dayanamadım ve hemen çöküp götünü yakaladım iki kalçasında kavrayıp başladım yalamaya tangayı falan takmadan götünün loblarını ısıra kemire yalıyordum. Sonra bana
– “Yavaş acele etme aşkım.” dedi nasıl etmezdim ki benim gördüğüm manzarayı kim görse çıldırırdı tangasını çıkartıp yüzüme attı tanga mis gibi amcık kokuyordu. Ben tangayı koklarken sexsi bir gülücük attı. Yarağım yine kalkmıştı. Tam yine ağzına vereyim derken
– “Bu sefer olmaz” dedi. “Sen benimkini yalayacaksın” karyolanın yanında duran koltuğa oturdu bacaklarında öyle bir açtı ki amının pembe dili dışarı atı vermişti kendini.
– “Bu ama can kurban” deyip başladım yalamaya. İnleye inleye ağzıma boşalmıştı. Sonra mayışmış bir şekilde başımı okşayarak devam aşkım dedi tam o zaman onun benim olduğunu fark etmiştim. Yarağım dev gibi olmuştu kucaklayarak yatağa yüz üstü yatırıp poposunu biraz yukarı kaldırdım. Yarağımı o hayran olduğum amına yavaş yavaş ittiriyordum. Sonuna gelmiştim.
– “Bitir beni bitanem hadi askım.” falan deyip beni gaza getiriyordu. Başladım ileri geri gitmeye ve sırtının her tarafını yalamaya. Beni çıldırtmıştı adeta. Biraz böyle devam etti bu. Amının suları ve benim yarağımın suları ortalığı vıcık vıcık etmişti. Karımın amını sikerken her vuruşumda şlap şlap diye et sesi geliyordu. Böyle bir ortamda vıcık vıcık bir am inlemeler slap slap sesleri beni coşturmuştu. Tüm gücümle boşaldım içine, sanki tüm benliğimle boşalmıştım. Amından taşan menilerim taşaklarıma akmıştı. Tam yarağımı çekecekken beni kollarımdan yakalayıp
– “Devam et durma” dedi. Zaten amı sıcacıktı, durmadım yavaş yavaş yarağım gene içinde kalktı. Sonra aynı şekilde bir posta daha kaydım. Ayağa kalktım halıya uzandım Sonay’da amcığını avuçlayarak üstüme doğru geldi.
– “Öff o nasıl boşalmaktı öyle.” deyip bana gülümsedi. Ellerini göğsümün üstüne koydu. önce sağ bacağını üstümden geçirdi yavaş bir şekilde ve yarağımın üstüne çömelip içine aldı sonrada ellerini arkaya dayayıp ayaklarını ağzıma getirdi tamamen üstümdeydi elleri arkada ileri geri gidip geliyordu bende o altın gibi ayaklarının pembiş parmak uçlarını emiyordum. Teker teker yaladım ayaklarını, zevkten uçuyordum. Üstümde Sonay’ın sarsılmasından ve inlemelerinden tekrar boşaldığını hissettim. o şekilde alttan bastırarak memelerini ve kasık bölgesini okşamaya devam ettim. Bitmiş üzerime yığılmıştı. Ama benim daha bitirmeye niyetim yoktu. Üstümden indirerek yatağın üzerine domalttım muhteşem kalçaları gözümün önündeydi. İşte amı ve götü tam anlamıyla ortaya çıkmıştı, vakit kaybetmeden kafamı o güzelliklerin arasına gömüp dilimle götünü yalamaya başladım. Ben yaladıkça karım tekrar inlemeye başlamıştı bile Oh – “Harika” diye çığlık atarken ben ellerimle memelerini sıkıp. Arada bir saçlarını çekiyordum.
– “Seni mahvedecem, zevkten delirtecem” dedim. Bu, onu daha da azdırdı.
– “Sik aşkım hadi her tarafımı sik amımı götümü sik dağıt beni” diye inlemeye başladı
komidinin üzerinde duran karımın çantasını açtım içerindeki kremden bolca yarağıma ve karımın götüne sürdüm ve hafifçe parmaklamaya başladım önce bir parmağım sonra iki derken şimdi üç parmağım karımın daracık götünde gidip geliyordu.
– “Acıyabilir, kendini rahat bırak. Ama çok zevk alacaksın” dedim. Yeteri kadar kayganlık olduktan sonra yarağımı karımın götüne dayayıp Yavaş yavaş başını sokmaya başladım. Acıdan
– “Bırak lütfen” diye bağırmaya başladı. Ama bırakmaya hiç niyetim yoktu. Bir anda kökledim. Tamamen içine girdim. O acıyla öyle bir bağırdı ki; otel başımıza yıkılacaktı sanki. Ama biraz sonra acının yerini zevke bıraktığını anladım. Kalçalarını bana doğru itmeye başladı.
– “Ohhhh çok güzel aşkım sik beni her yerimi sik, götümü de sik” diye inledi. Ben de ona hızla girip çıkmaya başladım. Belinden tutup iyice kendine çekip çekip sokuyordum.
– “Daha hızlı aşkım daha hızlı” diyordu. Artık amını sikiyormuşum gibi götünü sikiyordum. Ellerim belinde onu kendime çekiyorum ve hızla yükleniyordum. Ondan da çığlıklar yükseliyordu. Ama bunun acıdan mı yoksa zevkten mi olduğunu bilmiyordum. Yine de bu çığlıklar benim daha da coşmama sebep oldu. Yarağımla götünü sikerken taşaklarımla amını dövüyordum. Sonra deliler gibi son kez yüklendim ve içine şelale gibi boşalmaya başladım. Artık kımıldayacak halim kalmamıştı bir müddet öyle bekledim. Küçülen yarağımı karımın götünden çıkardım. Işıkta parıldayan spermler götünden amına doğru akıyor oradan da çarşafın üzerine damlıyordu
Neredeyse sabaha kadar sikiştik o gece. Karım çıldırmış gibiydi. Yarağımın üstünde bir dansöz gibi dans ediyordu sanki. Zaman zaman biraz doğrulup yarağımı amından çıkarıyor, sonra da götüne dayayıp yeniden oturuyordu üstüne. Peş peşe orgazmlar yaşıyordu. Benim belim geldikçe de büyük bir telaş içinde yarağımı ağzına alıyor, emerek, yalayarak yeniden kaldırıyor ve tekrar o baş döndürücü deliklerinden birinin içine alıyordu. Sonunda ikimiz de bitap düşüp kendimizden geçtik.
Sabah uyandığımda, Sonay yanımda uyuyordu. Hala çırılçıplaktı. Saçları karışmış bir halde darmadağındı. Bacaklarını dizlerinden kıvırıp karnına çekmiş, sağ yanına yatmıştı. Dirseğime dayanıp onu seyretmeye başladım. Pırıl pırıl kılsız amı ve götünün pembe küçük deliği perişan bir halde görünüyordu. Her tarafta kurumuş spermlerim vardı. Üstelik her iki deliğinden de hala sperm sızdığını görebiliyordum. Gördüklerim, yarağımın bir anda kalkıp kazık gibi olmazına neden olmuştu. Sabaha kadar sikiştikten sonra bunun nasıl olabildiğini anlamakta güçlük çekiyordum ama, gerçek buydu.
Ben de yan yatıp arkasına geçtim ve yarağımı götünün hala biraz açık duran deliğine dayayıp bastırdım. İçi hala spermlerimle dolu olduğu için o kadar kaygandı ki, bir anda dibine kadar girdi yarağım. Bu da karımın uyanmasına neden oldu tabii.
– “Ohhhh sik beni sevgilim…- “Diye inledi sonra da, – “Ohhhh sik hadi götümü…”
Zaten başka bir istediğim yoktu ki. Yavaş hareketlerle sikmeye başladım onu. Gerçekten de çok büyük zevk alıyordu Sonay. Vücudu dalga dalgaydı. Kısa bir süre sonra Orgazm olmaya başladı. Götü yarağımı bir mengene gibi sıkmış, bir kasılıp bir gevşeyerek adeta beni sağıyordu. Belimin hemen gelmemesi için dişimi sıktım. Sonay durulduktan sonra da, sikmeye devam ettim. Ama karımın beli ikinci defa geldiğinde yapabileceğim bir şey yoktu. Beni sağmasına istemesem de izin vermek zorundaydım. Tohumlarım götünün dibine fışkırmaya başladı. Yeniden yarı baygın, uyuyup kaldık.
İlk uyanan yine ben oldum. Ama bu sefer yeniden başlamak istemiyordum. Aksi halde tüm gün boyunca yataktan çıkamayacağımızın farkındaydım. Zaten saat öğlenden sonra 2 olmuştu bile. Resepsiyonu arayarak odamıza yiyecek bir şeyler sipariş ettim. Yemeğimizi yedikten sonra duşa girdik duşumuzu alıp hazırlanmamız iki saati bulmuştu. Sonay da duştan çıktıktan sonra havuza gitmeye karar verdik. gerçi otelin aşağıda, deniz kenarında bir plajı da vardı ama, biraz geç olmuştu oraya gitmek için. O hazırlanırken, ben de oturmuş tv izliyordum.
– “Hadi sevgilim, gitmiyor muyuz…?” diye sordu birden Sonay.
Başımı kaldırıp ona baktığım anda, yarağım bir anda kalktı yine. Siyah, çiçekli bir bikini vardı üzerinde. Tabii eğer buna bikini denilebilirse. O kadar küçüktü ki, adeta yok gibiydi. İki küçük üçgen kumaş memelerinin yarısını ancak örtüyordu. Alt kısmı da, önden yalnızca kasıklarını örten üçüncü bir üçgen kumaş parçasıydı. Yüzünde hınzırca bir gülümseme vardı. Ona nasıl baktığımı görünce, olduğu yerde dönüp, bana arkadan görünüşünü de gösterdi. Tanrım, o baş döndürücü yuvarlık laktaki kalçaları, neredeyse olduğu gibi meydandaydı. İncecik bir bant halindeki kumaş, hiç bir şeyi örtmüyor, yalnızca bikininin ön kısmını tutmaya yarıyordu.
Yerimden kalkıp ikinci bir plaj havlusu daha aldım dolaptan. Buna gerçekten de ihtiyacım olacağını biliyordum. Mayomun önündeki çadırı, ancak onunla saklayabilecektim. Sonra odadan çıkıp havuza yöneldik. Sonay, yaklaşık 2 metre kadar önümden yürüyordu ve gözlerimi onun inanılmaz bir baştan çıkarıcılıkla çalkalanan çıplak kalçalarından alamıyordum. Bir taraftan da, kafamın içinden bin bir düşünce geçiyordu. Artık karımın gerçek bir teşhirci olduğunu, güzelliklerini herkese gösterip onları tahrik etmekten son derece zevk aldığını kavramıştım. Şimdi de, onun özellikle kıçını göstermeye bayıldığını fark ediyordum. Aslında bunun anlaşılır bir yanı da vardı elbette ki. Sonay götünden sikilmekten inanılmaz, hatta şaşılacak kadar büyük zevk alıyordu. Böyle olunca da kıçını göstermek onu gerçekten de tahrik ediyor olmalıydı.
Havuzun başı kalabalıktı ama, yine de kendimize iki şezlong bulmayı başardık. Tam Sonay’ın istediği gibi şemsiye altındaydı bunlar üstelik. Onun yanmayı pek istemediğini, vücudunun Beyazlığını korumaya özen gösterdiğini biliyordum. Anladığım kadarıyla bunun nedeni de, yine onun teşhircilik tarafıyla bağlantılıydı.
Yaklaşık 2 saat kaldık havuz başında. Çevremizdeki tüm erkeklerin karımdan gözünü bir an için bile ayırmadığı 2 saat. Karım sırtüstü yattığında bacaklarını dizlerinden büküp ayaklarını şezlongun alt iki köşesine koyuyordu. Sırf merak ettiğim için bir kere yerimden kalkıp o böyle yatarken çevredekilerin neler görebildiğini anlamaya çalışmıştım. Görünmeyen tek yeri amıydı. Ama o da mayonun incecik kumaşı altından tüm hatlarıyla belli oluyordu. Yüzüstü döndüğünde ise, kıçının yuvarlakları ortaya bütün çıldırtıcılığıyla çıkıyordu tabii. Sonra bir ara kalkıp havuz girmişti. Geri döndüğünde ise ıslanan mayosu nedeniyle daha da müthiş bir manzara yaratmıştı doğal olarak. Amı artık daha da belirgindi, ıslanınca incelmiş gibi görünen kumaşın altından. Karımın
– “Aşkım garson nerde acaba ben çok susadım içecek bir şeyler alırdık.” demesiyle kendime geldim. Sağa sola bakındım görünürde garsonlar yoktu.
– “Valla bende susadım aşkım dur gidip Ben alayım.” dedim. Büfeye gidip iki tana buz gibi kokteyl aldım. Yolda dönerken Kerim Beyle karşılaştım. Selam verip ayrılırken
– “Tebrik ederim seni Serkan’cığım çok güzel bir karın var.” dedi.
– “Sağ ol abi çok teşekkür ederim.” dedim. Tam gidecekken
– “Az dur hele koçum kızmasan sana bir teklifim” var
– “Hayırdır abi ne teklifi.”
– “Buraya kız arkadaşımla gelmiştim. Ama daha tatilin ilk günü kavga ettik ve gitti. On gündür buradayım Abazalar gibi sağa sola bakmaktan başka bir şey yapamadım.” dedi. Bir şey anlamamıştım
– “Ne yapabilirim ki abi senin adına üzüldüm.- “Dedim.
– “Bilirsin koçum ben açık konuşurum o yüzden lafı eveleyip kıvırmadan direk söylüyorum. Deminden beri izliyorum sizi harika bir karın var eğer bir gece ayarlarsan hem bana olan 10.000 TL borcunuzu silerim hem de on bin TL nakit veririm hemen.” Oldukça kızmıştım. Ama kerim Bey
– “Kızma koçum sen düşün yine de 20 bin fena bir para değil.” diyerek kolumu bıraktı.
Karımın yanına döndüğümde öfkem hala geçmemişti.
– “Sonay ne oldu aşkım bir şey mi oldu?” diye sordu.
– “Yok aşkım bir şey yok yolda münasebetsizin biriyle çarpıştım ona kızdım.” diyerek geçiş tırdım.
Kerim Bey sürekli yanımızda bizi izlemeye başlamıştı. Artık bakışlarından rahatsız olmaya başlamıştım. O kadar dikkatli bakıyordu ki Adeta gözleri ile karımı sikiyordu. Sonay havuza girdiğinde bir fırsatını bularak yanıma geldi.
– “Ne oldu düşündün mü? diye sordu.
– “Hayır istemiyorum böyle bir şey lütfen bizi yalnız bırakımısınız ilk fırsatta ödeyeceğim size olan borcumu.” dedim..
– “Sen yine de düşün koçum bir gece için 20 bin iyi para.” dedi. gayri ihtiyari
– “Olmaz abi hem ben istesem de eşim kabul etmez.” dedim. Kerim Beyin birden gözleri parladı
– “Sen orasını düşünme ben hallederim.” dedi
Sonay’ın bana seslenmesi ile kalkarak bende havuza girdim kimdi aşkım konuştuğun dedi. Boş ver dedim daha önce iş yaptığımız ortaklardan biri diyerek geçiştirip seni çok özledim dedim.
– “Acele etme sevgilim…” dedi karım, “- “Daha dışarı çıkıp yemek yiyeceğiz, sonra da biraz eğleneceğiz… İştahını geceye sakla…”
Daha da çok tahrik olmak ve bu arada beni de iyice çıldırtmak istediğini anladım. Sesimi çıkarmadım.
Bir gün öncesine oranla daha erken çıktık bu sefer otelden. Ve sanki mümkünmüş gibi, Sonay bu sefer daha da tahrik edici giyinmişti. Üstünde, eteği memelerinin hemen altından kesilmiş, biraz bolca ve ince askılı Beyaz bir bluz vardı. Memelerinin alt kısımları neredeyse görülecek durumdaydılar. Yan taraflardan da, yarı yarıya görebiliyordum o yusyuvarlak, dim dik memeleri. Altına ise yine Beyaz iyice düşük belli, pilili ve kısacık bir etek giymişti. Yürürken eteği savruluyor ve kalçalarının alt kısımları görünüyordu. Beline ince bir altın zincir bağlamış, sağ ayak bileğine de, aynı zincirin daha küçüğünü takmıştı. Özellikle belindeki zincir, çıplak karnını daha belirgin bir hale getiriyordu sanki. Tümüyle meydanda olan göbek deliği, inanılmaz tahrik ediciydi. Ayaklarına ise, yine yalnızca bir kaç incecik banttan oluşan alabildiğini yüksek topuklu bir çift ayakkabı geçirmişti. Uzun, bembeyaz bacaklarının güzelliğini, ayakkabıların içinden olduğu gibi görünen güzelim ayakları tamamlıyor ve Sonay’ı dayanılmaz sik kaldırıcı bir hale getiriyordu.
Bu sefer önce çarşı içinde dolaştık. Sonra tekrar otele dönüp otelin otelin barına gittik. Bir öncekinden daha cüretliydi bu akşam Sonay. Daha çok gösteriyordu güzelliklerini. Sonrada bana
-“Aşkım böyle giyiniyorum diye bana kısmıyorsun değil mi?” Diye cilveleniyordu.
-“Madem tatildeyiz, istediğin gibi giyin. Hatta giyinmesen bile olur.” dedim. Karım da pis pis gülerek
-“Giyinmezsem nolur biliyor musun?” dedi.
-“Nolur ki?” dedim.
-“Bütün otel çalışanları, bu sevgili karının amını götünü becerir.”
-“ Sen istedikten sonra sorun yok istediğini yapabilirsin ancak yaptığın her şeyi iyi veya kötü bana anlatmanı istiyorum o zaman seni affedebilirim.” dedim. Gülüştük ve masamızdan kalkıp yemeğe gittik.
Kerim Bey akşam yemekte tekrar yakaladı.
-“Düşündün mü koçum?” diye. Boş bulunup
-“Olmaz abi ben kabul etsem de eşim etmez teklif dahi edemem.” dedim.
-“Ya sen et gerisini hallederiz bir şekilde.” Ne kadar olmaz desemde eşimi paylaşma arzusu giderek kabarıyordu.
-“Nasıl olacak o?” dedim.
Kısaca aklındakileri anlattı.
-“Korkma hiç farkına bile varmaz.” diyerek üsteledi. O kadar ısrar ediyordu.
-“Pek ala.” dedim. Birden gözleri parladı.
-“Tamam konuştuğumuz gibi yap gerisine karışma sen.”
Karımın yanına döndüm Yemeklerimizi romantik bir ortamda kırmızı şarap eşliğinde yedik. Sonra bara geçerek hem canlı müziği dinleyip hem de arada bir dans etmeye başladık birer kadehte şampanya almış masamızda danstan yorulduğumuz anda içiyorduk yavaş yavaş. Az sonra garson elinde bir şişe şampanya ile geldi. Kerim Bey gönderdi efendim diye. Kerim Bey yan masamıza oturmuş bize kadeh kaldırıyordu. Başımla teşekkür ettim. Sonay
-“Niye gönderdi ki bu adam bunu?” dedi.
-“Ne var bunda aşkım?” dedim “Ya daha önce iş yaptığımız ortaklarımızdan biri yeni evli olduğumuzu öğrenince bize jest yapmak istemiş.”
-“Eh birer kadeh daha içelim bari.” dedi. Kadehleri doldurdum. Birkaç yudum alıp tekrar dansa kalktık bu arada sürekli Sonay’ın kadehini dolduruyordum ikinci kadehten sonra bırak dans edecek ayakta duracak hali kalmamıştı.
-“Aşkım başım dönüyor ne olur odamıza gidelim.” diye yalvarmaya başladı.
-“Tamam aşkım bir kadeh daha içlim gideriz.” diyerek kadehini tekrar doldurdum..
-“Galiba sarhoş oldum aşkım ben başım dönüyor.” dedi.
-“Bir şey olmaz boş ver.” diyerek son kadehi de içmesini sağladım. Gerçekten sarhoş olmuş artık ayakta duramaz hale gelmişti. Koluna girerek asansöre bindirdim. Kerim Bey de hemen hemen peşimizden kalkmış diğer asansöre binmişti. Asansörde elimi eteğinin altına sokup amını avuçladım karımın. Tanrım, ateş gibi yanıyordu Başını omzuma koyup
-“Yapma aşkım çok kötüyüm ben.” diye mırıldandı. Ayakta zor duruyordu. Odadan içeri girerek Sonay’ı hemen yatak odasına götürdüm hala
-“Aşkım ben çok sarhoş oldum.” diye mırıldanıyor anlamsız kahkahalar atıyor du. Kerim Beyde açık bıraktığım kapıdan gelerek kapıyı örttü. Tekrar içeri karımın yanına döndüm yatağın üzerinde çoktan sızmıştı. Çekmeceden uyku bandını alarak gözlerine geçirdim. Tekrar uyandı.
-“Ne yapıyorsun daha uyumak istemiyorum ben.” diye mırıldandı.
-“Şissst sakin ol seni uyutan kim bu gün değişik bir fantezi yapacağız.” Ben bunları söylerken tekrar sızmıştı. Karımın gözleri kapananınca kerim Beyde odaya girdi. Bana sessizce
-“Sen şöyle dur ve sadece karının sorduğu sorulara cevap ver.” dedi. Sonra yatağın üzerinde yatmakta olan karımı soydu. Üzerinde sadece iç çamaşırları ve siyah çorapları kalmıştı. Geriye çekilerek karımın çıplak vücuduna hayranlıkla baktı. Usulca
-“Gerçekten muhteşem çok güzel. Dedi. Bordo rengi dantelli sutyeninin altından göğüslerini çıkararak emmeye başladı iştahla birini bırakıp diğerini emiyordu. En az 10 dakika emdi bu şekilde. Karımın göğüs uçları iyice irileşmiş küçük bir fındık gibi ortaya çıkmıştı. Karımın ayağındaki çorapları çıkarak ellerini sırayla yatağın başucundaki ayaklarına bağladı.
-“Uyanmaz ama biz her ihtimale karşı tedbirimizi alalım.” dedi. Yatağa yaklaşıp karımın vücudunu tepeden tırnağa süzdükten sonra,
– “Karının muhteşem vücudu varmış gerçekten dostum, bu gece artık benim olacak! Bak nasıl sikeceğim onu bu gece!” diyerek soyunmaya başladı. Ben heyecandan sadece,
– “Evet…” diyebildim…
Kerim Beyin üzerinde sadece Boxeri kalmıştı ve yarağının kalkmış hali belli oluyordu. Kerim Bey karımın yanına uzandığında ben de yatağın kenarın oturdum izlemeye başladım. Kerim Bey uyuyan karımın dudaklarından öpmeye başladı, boynunu boğazını öpüp yalarken, bir eli de karımın göğüslerini okşuyordu. Sonra benden karımın sutyenini çıkarmasına yardım etmemi istedi, birlikte çıkardık. Karımın göğüslerini tek tek tekrar emmeye başladı. Emerken sanki göğsünün birini tümden ağzına çekmek istiyor gibiydi. Sırayla her iki göğsünü de uzun bir süre emip yaladıktan sonra aşağılara indi. Yine benim yardımımla karımın külotunu çıkardık. Kerim Bey karımın (muhtemelen dün tıraş ettiği) pürüzsüz kaymak gibi amını görünce,
– “Offf be, karının amcığı harika görünüyor! Tazecik, bakire kız amcığı gibi!” diyerek hemen yalamaya başladı. Amının dudaklarını sündüre sündüre emiyor, bazen diliyle klitorisine masaj yapıyordu, bazen de diliyle siker gibi amına sokup çıkarıyordu dilini. Arada bir,
– “Mmmmhhhh, tadı çok güzelmiş! Nefis!” diyerek yeniden yalamaya devam ediyordu. O kadar zevkle ve iştahla yalıyordu ki karımın amını, o anda kendi kendime ben neden yalamıyorum diye sormaya başladım.. Ve Kerim Bey kenara çekilir çekilmez ben yalamaya başladım Sonay iyice sızmış olmazına rağmen kıvranmaya inlemeye başlamıştı. Sanrım oda zevk almaya başlamıştı Karımın amını sırayla dakikalarca yaladık
Sonunda heyecanla beklediğim an gelmiş, Kerim Bey şortunu çıkarmıştı. Kendimi Kerim Beyin kocaman yarağına bakmaktan alıkoyamıyordum. O ana kadar bende hiç kıpırtı yokken, Kerim Beyin muhteşem yarağını kazık gibi kalkmış haliyle görünce, benim de yarağım kalkmıştı. Kerim Beyin yarağını karımın amının dudakları arasına sürtüşünü, ben de nefesimi tutmuş ve yutkunarak yakından izliyordum. Hissettiğim heyecan ve aldığım zevk inanılmazdı Balayında Kerim Bey borcuma karşılık karımı siktiriyordum. Kerim Bey karımın klitorisine tükürdü ve yarağının başıyla o tükürüğü amının dudakları arasına yaydı. Sonra am dudaklarını aralayıp yarağının başını karımın amına dayadı ve yüklenmeye başladı. Hafif zorlanarak başını sokmuştu, karımın kasıklarından tutarak yeniden yüklenmeye başladığında, o kocaman yarak taşaklarına kadar karımın amına gömülmüştü.
– “Ohhhh, harika! Karının amcığı daracıkmış dostum!” diyerek iyice kanırttıktan sonra da yavaş yavaş gidip gelmeye başladı…
Kerim Bey karımın amını pompalaya pompalaya sikerken, ben de şortumun içinde kazık gibi olmuş yarağımı sıvazlıyordum. Yaklaşık 10-15 dakika siktikten sonra Kerim Bey birden yarağını karımın amından çıkardı ve karımı çevirip yüzükoyun yatırdı, göbeğinin altına da yastık koydu, karımın götü havadaydı artık. Anlaşılan karımı götten sikecekti. Yarağını bana çevirip tükürüklememi istedi. Avucuma tükürdüm ve yarağının başına sürdüm. Sonra bana karımın götünün yanaklarını iki elimle yanlara ayırttırdı. Yarağını karımın dışa çıkmış göt deliğine dayadı ve bir iki fırçadan sonra bastırarak yüklendi. Yarağının başını soktuğunda, karım hafif kımıldadı. Korkmuştum,
– “Uyanırsa mahvolurum!” dedim.
– “Korkma, uyanmaz!” diyerek yarağını yavaş yavaş karımın daracık göt deliğine sokmaya devam etti. Tamamını köklediğinde karımın uyanmadığını görünce rahatlatmıştım. Bir yandan da düşünüyordum, eğer karım uyanık olsaydı mümkün değil böyle bir yarağı alamazdı diye…
Kerim Bey karımın götünü 15-20 dakika pompalayarak siktikten sonra artık karımın göt deliği iyice açılmıştı. Kerim Bey yarağını çıkararak karımın götünü okşamaya başladı, yavaşça karımın kalçasını iki yana ayırarak diliyle göt deliğini yalıyordu. Bu manzara karşısında hemen ereksiyon olmuştum ve o kadar da utanmıştım, ama hiç bir şey umurumda değildi artık. Yastıklardan birini tekrar karımın altına yerleştirip, karımı hafifçe domalma pozisyonuna getirdim. Kerim Bey karımın amını biraz daha yaladıktan sonra, yarağını arkadan karımın amına sürtmeye başladı. Sürttükçe karımın amı da, amının dudakları da ıslanıp kayganlaşıyordu. Kerim Bey yarağını yavaş yavaş karımın amına sokmayı denedi, fakat olmadı. Kerim Beyin işaretiyle, o kalın yarağını elime aldım ve yarağının kafasını ağzımdan aldığım tükürük ile ıslattım, kayganlaştırdım. Sonra da yarağının kafasını karımın amının dudakları arasına yerleştirdim. Kerim Bey yarağını yavaş yavaş karımın amına sokmaya başladı. Yarağı karımın amına girdikçe amının deliği kocaman açılıyordu. Kerim Beyin. Yarağı müthiş sertleşmişti ve etrafındaki damarlar patlayacak gibiydiler. Yarağının kökü avucumun içinde olduğu için damarların zonkladığını Gayet net hissedebiliyordum. Kerim Beyin yarağı karımın amına girip çıktıkça diğer elimle de kendi kendime 31 çekiyordum ve birden boşalmaya başladım. Hayatımda ilk kez böylesine titreyerekten boşalıyordum, bu da benim için bir ilk idi. Bu arada birden karım da inlemeye başladı, uyanacak diye korktum ve Kerim Beye biraz yavaş sikmesini söyledim. Kerim Bey ise yavaşlayacağı yerde daha da hızlandı ve boşalmak üzere olduğunu söyledi. Kafasını tavana dikip sert vuruşlarla karımın amına tüm menilerini boşaltıverdi. O kadar da çok boşalmıştı ki, karımın amı dölle doldu ve döller taşmaya başladı. Elim dahil olmak üzere, karımın altındaki yastık ve çarşaf dölden sırılsıklam olmuş yarağım yeniden kalmıştı. Kerim Beyin spermlerinden vıcık vıcık olmuş olan karımın amını bir postada ben siktim sonra mümkün olduğu kadar karımın amındaki dölleri sildim, fakat amının içindekileri temizlemek mümkün olmadı. Bu arada karım inlemeye devam ediyor, fakat bir türlü de gözlerini açamıyordu, Neyse, Kerim Beyin de rahatlamış ben de rahatlamıştım, Kerim Beye
– “Nasıldı?” diye sordum. O da
– “İlk kez bir kocasının yanında bir karı sikiyorum ama şu kadarını söyleyeyim harika bir karın var müthiş zevk aldım.” Dedi Sonrada. “Onu uyanıkken de sikmek isterim.” Diye Bu düşünce beni daha da heyecanlandırmıştı,
– “Karımı ayıkken sikmeni senden çok ben isterim, eminim çok daha zevkli olur, fakat bunu nasıl gerçekleştirebilirim ki?” diye sordum. Kerim Bey
– “Sende böyle zevkler varken elbet bir çaresini bulursun.” dedi ve duş alıp kendi odasına yatmaya gitti. Giderken de yazdığı on bin TL lik çeki komidinin üzerine bırakmıştı. Kerim Bey gittikten sonra karımı hem amından hem de götünden bir posta daha siktim Sonrada hala uyuyan karıma sarılarak ben de uyudum. Öğleye doğru uyandığımda karım halen uyuyordu. Karım da uyandığında,
– “Uffff! Başım çatlıyor! Üstümden TIR geçmiş gibi hissediyorum kendimi!” diye sızlanmaya başladı. Rahatlamıştım, dün gece olanlardan haberi yok diye. Yataktan kalkarak banyoya gitti. Aynada vücudunu görmüş olacak ki
-“Oofffffffffff aşkım ne yapmışın böyle” diye içerden seslendi.
-“Hayırdır ne olmuş?” dedim
-“Her yerimi morartmışın aşkım ya hala her tarafım sızlıyor.”
-“Ne yapayım canım akşam o kadar güzeldin ki. Hem morarırsa morarsın sen evli bir kadınsın artık kim ne karışırmış?”
O gün yemekten sonra arabayla çevreyi dolanmış sonrada bol bol otelin terasında dinlenmiştik. Karımın vücudundaki morluklar yüzünden yüzmeye gidememiştik.
Sonunda bir haftalık balayımız bitti. İstanbul’a döneceğimiz günün sabahında karım giyindiğinde, ne yalan söyleyeyim biraz şaşırdım. Buraya geldiğimizde olduğu gibi, masum ve edepli bir şeyler geçirmişti üstüne. Şaşkınlığımı görünce hafifçe gülümsedi.
– “İstanbul’a dönüyoruz sevgilim…” dedi, “Orası başka…”
Bodrum’un anıları, döndükten sonra günlerce aklımdan çıkmadı tabii. Her gece, orada olup bitenleri tekrar aklıma getiriyor ve acayip tahrik olarak Sonay’a saldırıyordum. Sonra, olanları tekrar yaşamak fikri kafama gelip yerleşti. Aynı şeylerin tekrar tekrar olmazını, dayanılmaz bir şekilde istiyordum. Sonunda Sonay’a,
– “Hafta sonu için Antalya’ya gitmeyi” önerdim.
Gözlerinin içi parladı karımın.
– “Ohhhh… Sen de istiyorsun değil mi sevgilim…?” dedi yalnızca.

Sesimi çıkarmadım. Üzerinde konuşmadan bu konuda anlaşıyor gibiydik karımla. İkimiz de, Antalya’ya gerçek gidiş nedenimizi biliyorduk.
Bu sefer, turistlerin de bol olduğu, şehir dışındaki bir tesiste yer ayırtmıştım. Cuma akşamı uçağa binmek için hazırlanırken, karım elinde orta boy valizle geldi. Keyfi yerindeydi. Uçaktan inip otele gider gitmez de, valizini alıp banyoya girdi.
Ben de üstümü değiştiriyordum bu arada. Hava gerçekten de çok sıcaktı. Terlemeden durabilmek için, mümkün olduğu kadar ince giysiler seçmem gerekiyordu. Kısa bir süre sonra, karımın sesiyle kendime geldim.
– “Nasıl olmuşum..?”
Dönüp ona baktım. Banyonun kapısında, bacakları aralık duruyordu. Üstüne Beyaz, incecik ve daracık bir giysi geçirmişti. Eteği ancak kalçalarının biraz altına kadar örtebiliyordu. Memelerinin de yarısı meydandaydı. Ama giysinin en müthiş tarafı, kumaşının inceliğiydi. Böyle dururken banyodan gelen ışık arkasında kalmıştı ve bacaklarının kasıklarıyla birleştiği yerin siluetini olduğu gibi görebiliyordum. Manzara, yarağımın bir anda kalkıp taş gibi olmazına yetmiş de artmıştı tabii.
Sonay’ın yüzünde muzip bir ifade belirmişti. Üstümde yarattığı etkinin farkındaydı ve zaten amacının bu olduğunu ikimiz de biliyorduk. Heyecanım tepe noktaya çıkmıştı. Bodrum’dan döndüğümüzden beri aklımdan çıkmayan şeyleri yeniden yaşamaya hazırdık. Karımın elini tuttum ve birlikte odadan çıkıp aşağıya, otelin açık hava barına doğru yürümeye başladık. Çevredekileri arzu dolu bakışları altında saatlerce dans ettik. Çevredeki diğer erkekler gibi bende dayanamaz olmuştum. Erklerin aç kurtlar gibi kendisini gözetlemelerinden dans ederken sürekli oralarına buralarına sürtünmelerinden kendisi de oldukça tahrik olmuş olacak ki
– “Ohhh sevgilim… Canım sikilmek istiyor…. Ohhh sikilmek istiyorum sevgilim… Hadi beni odamıza götür…”
Asansörü bindiğimizde ikimizden başka kimse yoktu. Elimi eteğinin altına sokup amını avuçladım karımın. Tanrım, ateş gibi yanıyordu Sonay’ın amı ve akıl almayacak kadar ıslanmış, vıcık vıcık olmuştu.
Odaya girer girmez, önce ayakkabılarını sonra da giysisini çıkarıp attı. İnanılmaz güzel, inanılmaz tahrik edici ve inanılmaz derecede tahrik olmuş görünüyordu. Ben hızla soyunmaya çalışırken gelip önümde çömeldi. Uzun parmakları çatlama noktasına gelmiş yarağımı kavradılar. Sonra ağzının açılışını ve o güzelim dudaklarının yarağımın mosmor olmuş başına kapanışını, zevkten kısılmış gözlerle izledim. Bir anda içimde bir top patlamış gibi oldu. Belim fışkırmaya, Sonay’ın ağzına dolmaya başladı. Bu onun da bir kez daha belinin gelmesi için yeterli olmuştu. Yine tüm vücudu sarsılıyordu. Gözleri kapalıydı. Ama inanılmaz bir hırsla yarağımı emmeyi südrüyordu. İçimi boşaltana kadar da emmeyi sürdürdü.
İşin ilginç tarafı, yarağımın hiç bir inme belirtisi göstermemesiydi bu arada. Karım bütün tohumlarını, damla bile israf etmeden midesine indirdikten sonra da emmeyi bir süre sürdürdü. Sonra da yarağımı ağzından çıkarıp yalamaya başladı. Bir eliyle taşaklarımı mıncıklıyordu. Birden ayağa kalkıp beni yatağa doğru itti. Sırtüstü uzandım yatağa, Sonay da hızla üstüme çıkıp yarağımın üstüne çömeldi. Bir eliyle yarağımı dibinden kavramıştı. Sonra birden oturdu yarağımın üstüne. Bir anda, dibine kadar içine almıştı beni. Amı alev alev yanıyordu. İçinden sızan am sularının taşaklarıma aktığını hissediyordum. Müthiş bir sikişe başladık sonra da.
Cuma akşamı ve gecesiyle tüm Cumartesi’yi müthiş geçirdik. Öyle ki, Pazar sabahı gidip rezervasyonumuzu bir gün daha uzattım ve dönüş biletlerimizi de Pazartesi sabahı için değiştirdim. Bir gece daha geçirmek istiyordum orada.
Doğruyu söylemek gerekirse, bu Antalya gezisi Bodrum’dan da güzel olmuştu. Bunun nedeni ise kaldığımız otelden neredeyse hiç ayrılmamış olmamızdı ilk başta. Otel doğal olarak turistlerle, yani yabancılarla doluydu. Bu da; Sonay’ın, sanki mümkünmüş gibi, daha da rahat hareket etmesine olanak vermişti. Her anı tepeden tırnağa sik kesilmiş bir halde yaşamıştım. Sonunda geceleri odamıza çıktığımızda da, neredeyse yatağa tutuşturacak bir hırsla sikişmiştik. Doymak bilmiyorduk ikimiz de.
Antalya’dan ayrılmadan önce, bir sonraki hafta sonu için yeni bir rezervasyon yaptırmayı da ihmal etmemiştim bu arada. Ama bu sefer başka bir yerde.
Bu seferki otel değil Belek’teki bir tatil köyüydü ve rezervasyon yaptırırken, orada geçireceğimiz bir kaç gecenin Sonay’la benim açımdan bir devrim niteliğinde olacağını elbette ki bilmiyordum. Ama buranın ötekilerden farklı bir yer olduğunu daha check-in yaptırırken farkına varmıştım.
Çoğu İsraillilerden oluşan kalabalık bir turist topluluğu lobiyi doldurmuştu ve işin ilginç yanı bunların çok büyük bir bölümü genç erkeklerdi. Resepsiyon memurundan bunların izin yapan İsrailli askerler olduğunu öğrendim. Sonra da, hazırlanmak için odamıza çıktık Sonay’la.
Yaklaşık bir saat sonra otelin bahçesindeki restorana girdiğimizde, tüm erkeklerin gözlerinin üzerimizde olduğunu fark ettim. Tabii bunda şaşacak hiç bir taraf yoktu. Karım, yine kelimenin tam anlamıyla bir afet gibiydi. Üstelik bu sefer biraz daha da cüretliydi sanki. Siyah bir saten giysi seçmişti kendine. İncecik askıların tuttuğu giysi; kolları, omuzları ve sırtının önemli bir kısmıyla birlikte memelerinin yarısından fazlasını ortada bırakıyor, karnını ve kalçalarını sımsıkı sarıyor, eteği de yine kalçalarının hemen altında bitiyordu. Giysinin kumaşı o kadar inceydi ki; tüm hatlarıyla memeleri, birer düğme gibi kabarmış meme uçları ve hatta göbeğinin çukuru bile belli oluyordu. Ayaklarına geçirdiği yüksek topuklu, siyah dekolte ayakkabılar, bacaklarını daha da baş döndürücü bir hale getirmişti. Sadece bir kaç incecik banttan ibaret olan ayakkabılar, ayaklarını inanılmaz bir iç gıcıklayıcılıkla sergiliyordu.
Tam ortalarda bir masaya oturduk ve tüm İsrailli askerlerin gözü üstümüzde yemeğimizi yedik. Askerler ise yemeklerine ek olarak gözleriyle karımı yemişlerdi bu arada.
Yemekten sonra, animasyonların yapıldığı cafe bara geçtik. Hemen yakınımızdaki masalar da, bir anda yalnızca genç İsrailli askerlerden oluşan bir kalabalık tarafından dolduruldu tabii. Sonay öyle bir oturmuştu ki, neredeyse kıçı görünüyordu. Yaklaşık bir saat sonra da, yeni yeni dolmaya başlamış olan gece kulübüne geçtik.
Karım, ısrarla barda, yüksek taburelerde oturmayı seçmişti. Böylece bacaklarını daha çok gösterme fırsatını bulduğunu biliyordum. Üstelik şimdi peş peşe yuvarladığı içkiler nedeniyle kafası da epeyce iyi olmuş ve daha da çok göstermeye başlamıştı. Durmadan bacak değiştiriyor ve bunu her yaptığında da, eteğinin biraz daha sıyrılmasına neden oluyordu. Arada bir de, dizleri hafif aralık oturuyordu ve o zaman da, dikkatli bir göz pırıl pırıl kılsız amını bile görebiliyordu. Özellikle de, hemen yanımızdaki masada oturan ve Nato tatbikatı nedeniyle Antalya’ya gelen ve çarşı iznine çıkan 5 İtalyan asker avantajlı durumdaydı. Hem çok yakınımızdaydılar, hem de Sonay’ın aralanıp duran dizleri, onların tam baş hizasındaydı. Böylece doğrudan hedefe bakabiliyorlardı.
Askerlerin aralarındaki hararetli konuşma konusunun da karım olduğuna emindim. Çünkü hem İtalyanca bir şeyler konuşuyor, hem de gözlerini hemen önlerindeki acayip manzaradan ayırmıyordular.
Yaklaşık bir saat kadar oturmuştuk ki, birden müthiş bir şey oldu. Hemen yanımızdaki masada oturan İtalyan askerlerden biri yerinden kalkarak bize doğru geldi ve karıma onunla dans edip etmeyeceğini sordu. Doğrusu ben böyle bir şey beklemiyordum. Ama anlaşıldığı kadarıyla Sonay hazırdı buna. Bana sormaya, hatta bakmaya bile gerek görmeden tabureden aşağı kaydı. Bunu yaparken eteği neredeyse beline kadar sıyrılmıştı tabii. Sonra da askerin önüne düşüp, kalçalarını çalkalaya çalkalaya piste doğru yürümeye başladı.
O kadar heyecanlanmıştım ki, boğazım acıma derecesinde kurumuştu birden bire. Onların piste çıkıp karşılıklı dans etmeye başladıklarını gördükten sonra barmene seslenip, kendime yeni bir içki istedim. Sonra dönüp seyretmeye başladım. Müzik hızlıydı ve karşılıklı dans ediyorlardı. Bu arada, pistin çevresinde oturan tüm erkekler de bayram ediyordu tabii. Tam bir afet gibiydi Sonay. Müziğin ritmiyle kıvrım kıvrım bükülüyordu vücudu. İnanılmaz sik kaldırıcıydı.
Sonra parça bitti ve birden inanılmaz yavaş bir müzik çalmaya başladı. İtalyan de, dünyanın en doğal işini yapıyormuşçasına, karımın beline sarılıp onu kendine doğru çekti ve hafif hafif sallanmaya başladılar. Vücutları birbirine iyice yapışmıştı. Gözlerimi onlardan ayırıp, başka bir tarafa bakamıyordum.
Sonay’ın kendini iyice bırakmış olduğunu görüyordum. Böylesine yakın bir temastan rahatsız olmuş gibi görünmüyordu doğrusu. Nedenini tam anlayamadığım bir biçimde heyecanlandığımı hissediyordum. Daha da açık söylemek gerekirse, yarağım bir anda kazık gibi olmuştu.

Vücutları böyle aradan hava bile geçemeyecek biçimde yapıştığına göre, İtalyan Sonay’ın giysisinin altında hiç bir şey olmadığını çoktan anlamış olmalıydı. Onun da yarağının kalktığına ve karımın karnına dayandığına, adım gibi emindim. Ve bu beni çok heyecanlandırıyordu yine beni,
İkinci slow parça çalarken, işi biraz daha ilerletmişlerdi. Artık adeta birbirlerine kenetlenmiş gibiydiler. Karımın iki eli birden İtalyan’ın boynundaydı. O da iki koluyla Sonay’ın beline sarılıp, alabildiğine kendine çekmişti. Karım başını hafifçe arkaya atmış, adamın gözlerinin içine bakıyordu.
Ama dananın kuyruğu üçüncü parçada koptu. Çünkü artık yaptıkları dans olmaktan çıkmış gibiydi. Herif sanki karımı ayakta sikiyordu orada. Pistin ortasında ve herkesin gözünün önünde hem de. İşin ilginci, Sonay’ın halinden hiç şikayeti olmamasıydı bu arada. Şimdi daha da çok bırakmıştı kendini adamın kollarına. Yüzünü onun boynuna gömmüştü. Pist çok kalabalık olduğu için zorlukla görebiliyordum ama, kalçalarının hafif hafif büküldüğünü, hem sağa sola, hem öne arkaya kımıldadığın yine de fark edebiliyordum. İtalyan’ın elleri de hareketlenmişti artık. Sağ eli karımın vücudunun yan tarafında yukarı aşağı okşar gibi dolaşıyordu. Sol eli ise belinden aşağıya kaymış ve giysinin incecik kaygan kumaşı üstünden o baş döndürücü kalçaları okşamaya başlamıştı.
Tanrım o kadar çok tahrik olmuştum ki, Tıpkı Geçen günlerde Kerim’in karımı siktiği andaki gibiydim. Durumumu kendi kendime anlatabilecek sözcükler bile bulamıyordum. Tepeden tırnağa sik olmuştum. Gözlerimi bir saniye bile ayıramıyordum onlardan.
Bu arada üçüncü parçanın da sonu yaklaşıyordu. Acaba disk-jokey bir tane daha slow çalar mıydı? Bunu hem delice istiyordum, hem de istemiyordum. Kararsızdım yani.
Ve o sırada müthiş bir şey oldu. Gözlerim karımın vücudunun hafif hafif sarsılmakta olduğunu yakaladı. Belki başkaları anlamazdı ne olduğunu ama, ben çok iyi biliyordum bunun nedenini. Orgazm oluyordu Sonay. İnanılmaz bir şeydi bu.
Hiç tanımadığı bir İtalyan ile dans ederken orgazm oluyordu.
Tam duruluyordu ki, parça da bitti ve disk-jokey yeniden hızlıya döndü. Adeta istemeyerek birbirlerinden ayrıldıklarını gördüm. Pistten çıkarlarken İtalyan Sonay’ı kendi masasına götürmek istedi. Bunu hareketlerinden anlıyordum. Ama buna uymadı karım. Adamdan ayrılıp bana doğru yürümeye başladı. Tanrım müthiş bir ifade vardı yüzünde.
Gelip tam karşımda durdu. Gözlerimin içine bakıyordu. Uzanıp elimi tuttu.
– “Hadi sevgilim… Hemen odamıza çıkalım… Canım çok sikilmek istiyor şu anda…”
Ben de ondan farklı bir durumda değildim Hemen hesabı ödedim ve kalktık. Elemi sıkı sıkı tutmuş neredeyse beni çekiyordu karım. Asansöre biner binmez yarağıma yapıştı.
– “Ohhh ne güzel kalkmış yarağın sevgilim… O kadar çok sikilmek istiyorum ki şu anda… Biliyorsun değil mi?”
Sesimi bile çıkarmadım. O anda benim en çok istediğim de karımı bir an önce sikmekti. Odaya zor attık kendimizi.
Sonay beni yatağın üstüne itti. İtiraz etmedim. O kadar azmıştı ki her şeyi ona bırakmak çok daha iyi olacak gibi görünüyordu. Ayaklarım yerde vücudumun geri kalan kısmı yatağın üstünde onu seyretmeye başladım. Giysisini bile çıkarmamıştı. Telaşlı parmaklarla pantolonumun fermuarını indirip yarağımı dışarı çekti. Sonra da adeta bir kaplan gibi üstüme atlayıp ata biner gibi oturdu yarağımın üstüne.
Öylesine vıcık vıcıktı ki amı, bir anda köküne kadar girdi yarağım. Sonay başını arkaya attı ve sarsıla sarsıla orgazm olmaya başladı. Yalnızca yarağımın içine girmesi bile yetmişti karıma. Sonra göğsüme devrildi. Derin derin soluklanıyordu.
Büyük bir güç harcayarak kendimi tutuyordum ben de bu arada. Karımın halinden sabaha kadar sürecek bir sikiş maratonu yaşayacağımızı anlamıştım ve mümkün olduğu kadar geç getirmek istiyordum belimi. Nitekim biraz sonra doğruldu Sonay. Tekrar ata biner gibiydi şimdi üstümde. Gözlerimin tam içine bakıyordu.
– “Dans pistinde olanları gördün değil mi sevgilim?” diye sordu birden.
Başımı sallayarak yanıtladım onu. Hala kendimi tutmaya uğraşıyordum çünkü. Her an fışkırtabilirdim karımın amına.

– “Ohhhh gördün değil mi?” diye devam etti Sonay. “Gördün değil mi neler yaptı bana o İtalyan? Gördün değil mi karına neler yaptı?”
Daha fazla tutamadım kendimi. Bir top gibi patladım adeta. Gözlerim kararıyordu. Ve bu Sonay’ın da bir kez daha orgazm olmazı için yeterli olmuştu bile. Yine göğsüme devrildi. Ama bu sefer ikimiz de soluklanıyorduk.
Ama çok sürmedi bu. Karım bir kere daha doğruldu. Yarağım hiç inmemişti zaten. Tekrar dans etmeye başladı üstümde. Gözleri yarı kapalıydı. Kendini müthiş bir zevk seline kaptırmış olduğunu görebiliyordum.
– “Anlatsana…” dedim alçak bir sesle.
– “Neyi anlatmamı istiyorsun sevgilim?”
– “Sana neler yaptığını anlat… Ben yalnızca uzaktan gördüm biliyorsun…”
– “Ohhhhhhhhh…”
– “Hadi anlat… Ne yaptı da seni böyle azdırdı..?”
– “Ahhhh sevgilim…”
Hafif bir kararsızlık sezinliyordum Karımda. Sanki her şeyi anlatarak beni incitmekten korkuyor gibiydi.
– “Bebeğim…” dedim, – “Benim halimi görmüyor musun? Olanların beni ne hale getirdiğini görmüyor musun?”
– “Ohhhh evet sevgilim…”
– “O zaman anlat hadi….”
– “Önce normal dans ediyorduk, farkındasın değil mi sevgilim? Herkesin yaptığı gibi gözleriyle her yerimi didik didik ediyordu yalnızca…”

– “Evet bebeğim… Ama sonra müzik yavaşladı…”
– “Ohhh evet sevgilim… O zaman sarıldı bana… Sımsıkı… Yarağını dayadı karnıma… Offffff öyle bir kalkmıştı ki sevgilim… Bir bilsen… Taş gibiydi… Kocamandı… Alev alev yanıyordu sanki… Bir anda koptum…”
Anlattıklarından çok etkileniyordum ama, kendi benden de çok etkileniyor gibiydi. Birden anlatmanın onu müthiş tahrik etmekte olduğunu anlayarak, mümkünmüş gibi daha da çok tahrik oldum ben de.
– “Bıraktım kendimi sevgilim… İtiraf etmeliyim ki kanım tutuşmuştu sanki… Ben de ona sarıldım… Orada öylece sanki ayakta sikişiyormuşum gibiydi… Ahhhh sevgilim…”
Yine kıvranıyordu üstümde. Tanrım müthiş bir kadındı karım. Bir İtalyan’ın onu pistte nasıl kasnağa aldığını anlatmaktan acayip tahrik oluyordu. Boğuklaşmış bir sesle anlatmaya devam etti sonra.
-“Giderek daha saldırgan oluyordu sevgilim… Belime yapışıp beni öyle bir çekmişti ki kendine, neredeyse yarağı karnıma girecekti… Ara sıra sana bakıyordum bu arada… Öyle gözlerini dikmiştin üstümüze… Bu da bana çok zevk veriyordu biliyor musun sevgilim..? Bir İtalyan karını herkesin ortasında ayakta sikiyordu adeta ve sen hiç bir şeyi kaçırmamaya çalışarak izliyordun…. Yüzündeki ifade müthişti… Sonra tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de beni okşamaya başladı adam… Elleri her yerimde dolaşıyordu… Kalçalarımı avuçluyordu… O zaman başımı onun boynuna gömdüm… Beni istediği gibi ellemesine izin veriyordum artık…. Üstelik bir de konuşmaya başlamıştı, biliyor musun..? Offff neler söylüyordu bana bir bilsen sevgilim… Ne kadar sik kaldırıcı olduğumu söylüyordu… Beni nasıl sikmek istediğini söylüyordu…”
Hareketleri giderek hızlanıyordu karımın. Kalçaları yukarı aşağı, öne arkaya, sağa sola çalkalanıyordu. Yarağım içinde mahvoluyordu tabii. Giderek o kritik noktaya bir kez daha yaklaştığımı hissediyordum.
– “Çok kötü kaptırmıştım kendimi sevgilim… Ne olacağını bilmiyordum… Aldırmıyordum da buna… Çevremizdekilerin dikkati üstümüzdeydi… Nelere yaptığımızın farkındaydılar… Ohhhh bu da bana müthiş bir zevk veriyordu biliyor musun..? Öyle ayakta sıkıldığımı seyretmelerinden inanılmaz büyük zevk alıyordum… Ohhhh çok güzeldi sevgilim…”
Birden doğruldu üstümde. Yarağım çıkmıştı amından. Uzanıp sağ eliyle yarağımı dibinden kavradı ve götüne dayayıp tekrar oturdu ondan sonra da. Hiç zorlanmadan, yağ gibi almıştı beni içine. Ve gözlerimin tam içine bakarak anlatmaya devam etti sonra da.
– “Adam konuşmayı kesmemişti bu arada sevgilim… Konuştukça daha da azdırıyordu beni… Kıçımın ne kadar tahrik edici olduğunu anlatıyordu bana… Ona götümü verip vermeyeceğimi soruyordu bana… Ahhhh Beynime giriyordu sanki sözleri… Sonra öyle bir şey yaptı ki, kopardı beni sevgilim… Kalçalarımı mıncıklayan ellerinden birini aşağı indirdi ve eteğimin altına soktu… Orta parmağı kalçalarımın arasına girmişti sevgilim… Uçuyordum… Ve birden götümü buldu parmağı… Hafif hafif bastırıyor, okşuyordu… İşte o zaman tam bittim…. Ohhhh orgazm oldum o zaman…. Tanrım herkesin içinde orgazm oldum… Gözlerim karardı sevgilim… Ahhhh orgazm oldum… Mmmmmnhhhhhh…”
Şimdi de orgazm oluyordu yine. Götü açılıp kapanıyor, yarağımı adeta sağıyordu. Bir top gibi patladım yine. İkimiz de sarsılıyorduk. Bir zevk girdabının içinde kaybolmuş gibiydik.
Bir süre ne kımıldayabildik ne de konuşabildik. Ama ben kendimi karımdan önce toplamayı başardım.
– “Sonra seni kendi masasına götürmek istedi ama sen gitmedin…” dedim Sonay’ “Neden..?”
-“Gidemezdim sevgilim… Korktum açıkçası…”
– “Neden korktun..?”
-“Gidersem ne olacağını bilemiyordum…”
– “Ne olabilirdi ki, orada herkesin içinde..?”
– “Ohhhh sevgilim bilmiyorum… Pistte yaptıklarını da herkesin içinde yapmıştı, unutuyor musun..? Hem o masada başkaları da vardı… Arkadaşları…”
– “Belki de hepsi mıncıklardı seni…”
Bu son söylediğim karımın vücudunun birden yeniden hareketlenmesine yol açtı. Kalçaları hafif hafif kımıldanmaya, çalkalanmaya başladılar yine.
– “Ohhhhhhhh…” diye inledi, “Mutlaka öyle olurdu sevgilim… Ohhhh mutlaka…”
-“Görüyorum ki bunun fikri bile tahrik ediyor seni… O zaman neden korktuğunu anlayamıyorum sevgilim…”
Kendini yeniden sikişmeye kaptırmıştı karım. Gözleri yarı kapalı, yarağımın üstünde yeni bir dansa girişmişti. Hala götündeydi yarağım. O küçük delik kapanıp açılıyor, yarağımı eziyordu. İki eliyle omuzlarımı tutmuş, ayak parmaklarının ucunda yükselmiş, yine dans ediyordu üstümde.
– “Neyse…” dedim soluk soluğa, “Bir şeyi kaçırmış sayılmayız hala… Yarın akşam var önümüzde…”
Sözlerim, Sonay’ın üstünde müthiş bir etki yarattı. Tüm vücudu sarsıla sarsıla Orgazm olmaya başladı yeniden. Götü yarağımı öyle bir sıkmıştı ki, ben de tutamadım kendimi. Tohumlarım karımın karnının derinliklerine bir kere daha fışkırmaya başladım. Öylece yığılıp kaldık.
Pazar günü hem ben hem de Sonay, biraz gerilimliydik. Ama galiba benim gerilimim karımınkinden bir hayli fazlaydı. Gece kulübünde yaşadıklarımız gözümün önünden, sonra Sonay’la odamızda yaptıklarımız ve konuştuklarımız kafamın içinden gitmiyordu bir türlü. Sabaha kadar defalarca orgazm yaşamış olmama rağmen, bunlar her aklıma geldiğinde yarağım yeniden kazık gibi kesiliyordu aniden. Kısacası, durumum berbattı.
Sonay da sabah kahvaltıya inerken elimi sıkı sıkı tutmuş ve sanki beni bırakmak istemiyormuş gibiydi. Üstünde, Beyaz bir t-shirt vardı yalnızca. Penye kumaş ancak kalçalarını örtebilecek uzunluktaydı ve altına hiç bir şey giymemiş olduğunu anlamak için şöyle bir bakmak bile yetiyordu. Deniz kenarındaki masalardan birine oturduğumuz anda, geceki İtalyan asker grubunun, yalnızca bir kaç masa ilerimizde oturduğunu fark ettik ikimiz de. Ama asıl onlar bizi fark etmişti tabii. Koyu renkli aç gözler, siker gibi dikilmişti karımın üstüne.
– “Sevgilim,” dedi karım, “Buradalar işte… Nasıl bakıyorlar bana görüyor musun?”
Yalnızca başımı salladım yanıt olarak. Yarağım yeniden kazık gibi olmuştu ve en azından etraftakilere bunu çaktırmamaya çalışıyordum. Sonay ise neredeyse tam tersine bir tutum içindeydi. Hafifçe onların tarafına dönerek bacak bacak üstüne attı. Beyaz, yüksek topuklu ve dekolte terliklerinin olduğu gibi ortada bıraktığı ayağını, hafif hafif oynatmaya başladı. Aramızdaki masa nedeniyle göremiyordum ama, eteğinin alabildiğine sıyrıldığından ve İtalyan’ların gözlerinin önünde müthiş sik kaldırıcı bir manzara bulunduğundan emindim.
Kısacası o sabah kahvaltı, benim için bir keyif değil azap oluyordu. Bunun tek nedeni de, o anda en çok istediğim şeyi yapamıyor olmamdı yalnızca. O da, karımı yatırıp hemen sikmekti tabii. Sonay, sanki bunu anlamış gibi bakıyordu yüzüme. Onun yüzünde de, içindeki sikilme isteğini açıkça belli eden o müthiş ifade vardı.
Çabuk yedik kahvaltımızı. Benim için gerçekten de dayanması zor bir durumdu zaten. Aslında dönüp İtalyanlara bakmak, onların karımın üstünde dolaşan o siker gibi bakışlarını görmek istiyordum ama, bunu açık açık yapmanın pek de şık olmayacağını düşünerek kendimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Bereket Sonay imdadıma yetişti çok geçmeden.
– “Sevgilim…” dedi buram buram şehvet kokan bir sesle, “Odamıza çıkalım mı?”
Ama ben ona kolaylık göstermek istemiyordum açıkçası.
– “Neden bebeğim?” diye sordum, “Rahatsız mı oldun?”
– “Hayır sevgilim rahatsız olmadım. Ama canım çok sikilmek istiyor yine.”
– “Ben onların sana nasıl baktığını göremiyorum bebeğim. Bu yüzden merak da ediyorum biraz. Ne yapıyorlar ki seni bu hale getirdiler? Bak şimdi daha da meraklandım.”
“Gözleriyle sikiyorlar beni sevgilim… Karını gözleriyle sikiyorlar… Nasıl ıslandığımı anlamışsındır.
– “Bana mı vermek istiyorsun, yoksa onlardan birine mi?”
– “Bana böyle gereksiz şeyler soracağına hadi odamıza çıkalım da, kime vermek istediğimi kendin gör o zaman sevgilim,” dedi karım, “Lütfen hadi, hemen çıkalım olur mu?”
Zaten dayanacak halim yoktu benim de. Ama onun dediği gibi hemen kalkabilecek durumda da değildim bu arada. Yarağım üzerimdeki şortu yırtmak üzereydi çünkü. Üstelik yanımda önüme tutup durumu maskeleyebileceğim hiç bir şey de yoktu bu sefer. Dikkatimi dağıtmaya çalıştım ve yanımızdan geçmekte olan garsonla konuşmaya başladım. Beş dakika sonra ayağa kalkabilecek duruma gelmiştim biraz.
Sonay önümden yürüyordu ve içeriye girebilmek için İtalyan askerlerin masasının yanından geçmemiz gerekiyordu. Onların hala karımın üstünde dolaşan aç bakışları bile zaten yarağımı tekrar kaldırmak için yeterliydi ama, şimdi bir de böyle arkadan baktığımda Sonay’ın çalkalanan kalçaları vardı. T-shirt zaten doğru dürüst gizlemiyordu bir şeyi. Kendimi asansöre zor attım kısacası. Bereket başkaları da vardı ve böylece katımıza çıkana kadar soluklanma fırsatı buldum.
Odamıza girer girmez bir kaplan gibi saldırdı bana karım. Kolları boynuma dolanmış, vücudu vücuduma yapışmıştı adeta. Ateş gibi yanıyordu. Sonra bir adım geri atıp adeta telaşla üstümdekileri çıkarmaya başladı. Şortum ve gömleğim çıkınca da, ben ayakkabılarımı çıkararak ona yardımcı oldum. Peşinden göğsümden itip yatağa düşürdü beni. Yüzünde öylesine müthiş ve şehvet dolu bir ifade vardı ki, yalnızca seyrederek kafayı yiyebilirdim.
Ama buna fazla izin vermedi Sonay. Üstüme adeta atladı ve bir anda artık çatlama noktasına gelmiş durumdaki yarağımın üstüne oturuverdi. Öylesine ıslaktı ki, bir anda taşaklarıma kadar yutuverdi yarağımı. Ve aynı anda da, tüm vücudu dalga dalga sarsılıp, kıvranmaya başladı. Boşaldığını hissediyordum. Gözleri yarı kapalı, başı yana devrik, inliyordu.
Elimden geldiğince kendime hakim olmaya çalışıyordum ben de. Gerçekten de çok tahrik olmuştu karım. Yine de kendimi tutmayı başardım. Sonay durulup üstüme yığıldıktan sonra da, yavaş hareketlerle onu sikmeye başladım. Bu, onun yeniden tutuşmasına yetip de arttı bile. Tekrar yarağımın üstünde dans etmeye başlamıştı işte.
– “Aşkım, yarağın çok güzel…” diye inledi birden, “Çok güzel…”
– “Ama aklın hala kaldırdığın öbür siklerde değil mi bebeğim?”
O zaman tüm vücudu bir kez daha titremeye, kasılmaya başladı Sonay’ın. İnanılmayacak şekilde yine orgazm oluyordu. İtalyanların siklerini hatırlatmam yetmişti bunun için. Bir kez daha yığıldı üstüme.
Kımıldamadan öylece durup onun biraz kendini toplamasını beklemeye başladım. Derin derin soluklanıyordu.
– “Senin askerlerin kahvaltıda neler yaptığını göremedim ben biliyorsun,” dedim sonra da, – “Sırtım dönüktü onlara. Anlatsana biraz bebeğim.”
– “Beni tahrik ettiler.”
– “Bence asıl sen onları tahrik ettin galiba bebeğim. Yanılıyor muyum?”
– “Evet sevgilim,” dedi karım, “Siklerini kaldırdım. Ama onlar da öyle bir bakıyordu ki, ben daha çok tahrik oldum sonunda. Siker gibi bakıyorlardı sevgilim. Hele bir tanesi, gözümün içine baka baka şortunun üstünden yarağını sıvazlamaya başlayınca, iyice koptum ben de.”
– “Seni sikmek istediklerini açıkça belli ettiler yani…”
Yine heyecanlanıyordu Sonay. Vücudu yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı. Kalçaları, belli belirsiz oynuyordu ve hala amına gömülü duran yarağım bu hareketlerden nasibini alıyordu tabii.
– “Hoşuna gidiyor değil mi bebeğim?” diye bastırdım biraz daha.
Ama alabildiğim tek yanıt hafif bir inilti oldu. Bu arada kalçaları daha çok oynamaya başlamıştı. Aslında yanıtı bildiğim bir soru sorduğumun farkındaydım tabii. Elbette ki tüm bu olup bitenler son derece hoşuna gidiyordu karımın. Bu o kadar belliydi ki.
Ama benim de işin peşini bırakmaya niyetim yoktu bu arada.
– “Peki sen de istiyor musun..?” diye sordum bu sefer de.
Yanıt yalnızca derin bir inilti oldu. Kalçaları da daha çok hareketlendiler.
– “Söylesene bebeğim,” diye ısrar ettim, “İstiyor musun sen de?”
– “Hadi söyle bebeğim… İstiyor musun onların seni sikmesini?”
Sonay’ın bu seferki yanıtı, göğsümden kalkıp yeniden yarağımın üstünde oturmaya başlamak oldu. Gözlerini gözlerimin içine dikmişti.
– “Çok korkuyorum sevgilim…” dedi sonra da.
– “Neden korkuyorsun bebeğim? Sikilmekten ki korkuyorsun?”
– “Hayır sevgilim. Seni incitmekten korkuyorum. Sen benim kocamsın, sevgilimsin. İncinmeni istemem.”
– “Ve aynı zamanda da, sikilmek istiyorsun bebeğim, öyle mi?”
– “Ama beni incitmekten korkmana gerek yok ki bebeğim. Birilerinin seni sikmek istemesi beni ne hale getiriyor, farkında değil misin? Hissetmiyor musun içindeki yarağımın ne kadar kalkmış olduğunu?”
– “Evet sevgilim. Hissetmez olur muyum? ”
Şimdi iyice hareketlenmişti karımın kalçaları. Yarağımın üstünde yeni bir dansa başlamıştı sanki. Ağzından küçük çığlıklar kaçırarak kalçalarını yukarı aşağı oynatıyor, yarağımı içine alıp çıkarıyordu yeniden. Tanrım, konuşmam bile müthiş tahrik ediyordu Sonay’ı. Gözlerini kapamış, başı göğsüne düşmüş, büyük bir hırsla sikiyordu. Son darbeyi indirmenin zamanı gelmişti yani.
– “İçindekinin benim değil de o İtalyanlardan birinin yarağı olduğunu hayal etmiyor musun şimdi bebeğim?” diye sordum birden.
– “Evet…” diye bağırdı karım, “Immmmmhhhhh evet, evet, evet…”
Tüm vücudu dalgalanmaya başlamıştı. Artık ben de tutamazdım kendimi. Tohumlarımı, yarağımı bir mengene gibi sıkıştıran amının en dibine fışkırtmaya başladım. Bunu hissetmek Sonay’ı da kopardı. Sarsıla sarsıla oda boşalmaya başladı.
Sonra kelimenin tam anlamıyla bitkin düştük ikimiz de.
Kendime geldiğimde karımla sarmaş dolaş yatıyorduk. Başını göğsüme gömmüştü. Ben hareketlenince yüzünü kaldırıp gözlerimin içine baktı. Sanki bir suçlu çocuk ifadesi vardı o güzelim yüzün. Dudaklarımı dudaklarına yapıştırıp onu öpmeye başladım.
Bana sımsıkı sarılmış, öpüşlerime büyük bir ateşle karşılık veriyordu. Yeniden şehvetten alev alev bir hale gelmesi için yalnızca küçücük bir kıvılcımın yetebileceğini görüyordum. Ama bir taraftan da dikkatli olmam gerektiğinin farkındaydım. Nerdeyse akşam olmak üzereydim
– “Sanrım artık kalksak iyi olur sevgilim” Dedim. Bana dahada sokuldu
– “Ohhhh sevgilim,” dedi kısık bir sesle, “Seni o kadar çok seviyorum ki…”
– “Bende” dedim dudaklarını öperken
Banyoya girerek bir duş alıp akşam yemeğini yemek için dışarı çıktık. Bu gece otelde kalacaktık. Restoranda yemeğimizi yedikten sonra iki kadehte şarap ısmarladım Garson efendim terasımız çok güzeldir isterseniz şaraplarınızı orada içmenizi tavsiye ederim diyerek gitti restorandan direk otelin terasına çıkılıyordu. Teras gerçekten de garsonun dediği kadar vardı çevreyi seyretmeye başladık trasın odlukça güzel bir manzarası vardı yeşillikler ve mavilikler içinde bir oteldi. Otelin arkasındaki ormandan gelen temiz hava ile denizin kokusu birbirine karışmıştı. Bu arada garson şaraplarımızı getirmiş Şaraplarımızı içtikten sonra terasta biraz daha oyalanıp doğruca odamıza çıktık. Eğer o İtalyanların olduğu bara bir kez daha gidersek biliyorum ki karım kendini tutamayacaktı.
O akşam sabah 4 e kadar seviştik. İkimiz de kıtlıktan çıkmış gibiydik. Seks yüzünden yemek yemeyi unuttuk, karnımız çok acıkmıştı. Öyle ki kahvaltıyı bile bekleyemedim ben. Sonay’a ben büfeye gidiyorum, varsa tost yaptıracağım, ister misin? dedim. O da
-“Hayır aşkım.” dedi, daha ben çıkmadan uyuyuverdi. Büfeye giderken yorgun ancak oldukça mutluydum. Otelin yakınında ki büfeden bir tost yaptırıp açlığımı bastırdım, geldim odaya. Sarıldım karıma ve uyudum.
Sabah olduğunda ki öğlen olmuştu kalktığımızda, kahvaltıyı kaçırdığımız için ilk olarak öğlen yemeği yiyelim dedik. Çevredeki restoranların birinde güzel bir yemek yiyip çevreyi gezdik biraz. Sonra otele dönerek mayolarımız aldık ve otele ait olan plajda biberlimizi kremleyerek denize girip yorulana kadar yüzdük Daha sonra odamıza giderek dinlenmeye başladık Akşama doğru duşlarımızı alıp giyindikten sonra yemek yemek için aşağı indik. Bugün etrafı dolaşacaktık biraz
Tam otoparka çıkıp arabaya gidiyorduk ki Karım cep telefonunu odada unuttuğunu söyledi. Ya boş ver ne gerek var dedim, Tatildeyiz. Yok olmaz dedi, Annemler arayacaktı bugün şimdi açmazsam, merak ederler dedi. İyi o zaman ben arabada bekliyorum git al dedim. Karım çıkalı birkaç dakika geçmişti ki odanın geriş kartının bende olduğunu fark ettim. Yetişmek için Hızla karımın peşinden koştum fakat yetişememiştim odamıza vararak kapıyı cebimdeki kartla açtım baktım odada yoktu. Ancak banyodan şakır şakır su sesi geliyordu acaba duşa mı girdi diye düşünerek banyoya yöneldim gördüklerim karşısında bir anda afallamış şaşkına dönmüştüm. Karım beni otelin temizlik görevlisi ile aldatıyordu 18 yaşlarında bir çocuğun yarağını ağzına almış iştahla emiyor çocuk
-“Ah oh harikasın abla” diye sesler çıkarıyor bir yandan da yarağını daha derinlere sokabilmek için karımın kafasını eliyle kasıklarına doğru bastırıyordu. Karımı o şekilde görmek bana garip bir zevk vermiş az önceki kızgınlığım geçmişti farkına varmadan kazık gibi olan yarağımı okşamaya başlamıştım. Birden çocuk yarağını karımın ağzından çekerek
-“Geliyorum abla!” diye inlemeye başladı. Çok geçmeden de spermlerinin hepsini karımın suratına boşalttı Sonay son bir hamleyle çocuğun yarağını ağzına alıp yaladı böylece yarağın etrafında kalan spermleri de son kırıntısına kadar yutmuş yarağı iyice temizlemiş ti. Karımın eli yüzü ve elbisesinin her yeri sperm olmuştu. Ben aceleyle toparlanarak oradan uzaklaştım beni görmesini istemiyordum
Arabaya binerek karımı beklemeye başladım. Bir yandan da olanları düşünüyordum Beklediğimden ve tahmin ettiğimden çok daha değişik bir karım vardı. Bunun iyimi kötümü olduğuna karar verememiştim. Kötü tarafı artık biliyordum ki orospu bir karım vardı ve eminim her önüne gelene verecekti. İyi tarafı ise seks konusunda kurduğum gerçekleştirmeyi hayal bile edemeyeceğim her türlü fanteziyi karımla çok kolay gerçekleştirecektim. Biraz önce yukarıda gördüğüm manzara karşısında duyduğum heyecan ağır basmıştı.
Aradan 20 dakikadan fazla geçti. Karım hala gelmemişti. Banyo yaptığını ve elbisesini değiştirdiğini düşünüyordum Neyse ki büyük kapıda göründü karım. Birden öyle görünce acayip heyecanlandım. Karşımda süper mini eteğiyle arabaya doğru geliyordu. Halbuki odadan beraber ayrıldığımızda Üzerinde başka bir kıyafet vardı. Demek ki işini bitirdikten sonra değiştirmişti kıyafetini. Üstelik üzerindeki kısa kollu tshirtü de çıkartmış, onun yerine göbeği açıkta bırakan askılı bir badi giymişti. Sanki karşıdan gelen karım değil bir orospuydu. Şapkası, güneş gözlükleri ve topuklu ayakkabısıyla görünce böyle yarağım kazık gibi oldu.
Karım otelin kapısından çıkıp arabaya gelene kadar zaten, otele yeni gelen 2 erkek müşteri, oradan geçen lise 3 yaşlarındaki genç ve otopark görevlisinin dikkatlerini üzerine toplamıştı bile. Arabaya biner binmez
-“Kız bu ne hal?” dedim.
-“Nolmuş halime?”
-“Ne olmuşu mu var, süper olmuşsun.” O da gülerek
-“Zaten anca böyle tatilde görürsün dedi.?”
-“Neden bu kadar geç kaldın? Yarım saattir seni bekliyorum.” Karım bir anda utandı, yüzü kızardı,
-Yok bir şey üzerimi değiştirirken makyajım bozulmuş onu düzelteyim dedim.”
-“İyi yapmışın aşkım böyle çok daha seksi olmuşun.” dedim. Ama yukarıda ne olduğunu ben biliyordum ve kaltak karım bana söylemiyordu.
-“Doğruyu söylesene kızım kocalara yalan söylenmez ”dedim. Ben arabanın marşına hala basmamıştım.
-“Söylersem kızmayacağına söz ver.”
-“Kızacak bir şey mi yaptın ki?
-“Yaa lütfen sen söz ver.”
-“Tamam tamam söz kızmayacağım sen söyle hadi.” Yüzüme baktı ve anlatmaya başladı.
-“Resepsiyondan odanın geriş kartını istedim, bilgisayara baktı ve odanız şu anda temizleniyor dedi görevli. Olsun dedim, telefonumu alıp çıkacağım zaten En az birkaç saat yokuz dedim. Kadın verdi geriş kartını. Kapıya geldim, kartı okutup kapıyı açınca içerde temizlik görevlisi bekliyordum ama kimse yoktu. Temizliği uydurup gittiler herhâlde dedim. Telefonumu diğer çantamdan aldım. Almamla birlikte banyodan gelen bir ses duydum. Zaten içeri sessizce girmiştim. Parmaklarımın ucunda yürüyerek Yavaşça banyoya gittim ki ne göreyim: otelin kat görevlisi temizlikçi benim seni çıldırtmak için giydiğim jartiyerli çorabımı ve tongamı almış, yarağına yüzüne sürterek mastürbasyon yapıyor.
Kapıdan içeri girmedim, sadece kafamı uzattım. Sessizce izledim. Çocuk 18’li yaşlardaydı, orta boyluydu ama yakışıklıydı. Çorabımı kokladı, sonra yarağına doladı vs. Derken ben de heyecanlandım. O anda iki gündür beni kudurtan İtalyanlar geldi aklıma. Sonuçta o çocuk beni becerdiğini hayal ediyordu kafasında. İçim bir garip oldu. Elimi amıma götürdüm ki ıslanmış. Ben de çocuğu izleyerek amımı parmaklamaya başladım.
Karımı hemen oracıkta arabanın içinde sikebilirdim. Yarağım o kadar sertleşti ki götünü bile kremlemeden sikebilirdim. Anlattıkları birden beni de heyecanlandırdı. Benim de dikkatli dinlediğimi fark etmiş olacak ki ballandırmaya başladı karım anlatırken.
-“Amım sular içinde kaldı. G-strinğden taşan amımın suları eteğimin önünü sırılsıklam yaptı, belli oluyordu uzaktan bile. Böyle 5 dk. Kadar çocuğu izleyerek orgazm oldum. İniltiler çıkardım sanırım ses yaptım ki çocuk bir anda durup bana baktı.
-“Abla çok özür dilerim, benim kötü niyetim yoktu da nolur şikayet etmeyin.” Diye yalvarmaya başladı.
-“Bir şartla affederim.” dedim. Çocuk
-“Ne istiyorsanız yaparım abla, yeter ki şikayet etmeyin” beni diye yalvarırken elinden çekerek banyodan çıkardım çocuğu. Ayakta dikiliyordu. Önüme baktığımda ise amım tekrar sulanmaya başladı. Öyle ihtişamlıydı ki yarağı içime almamak için zor tuttum kendimi.
-“Peki ne yaptın be orospu, anlat hadi.” Diye sabırsızca çıkıştım. Karıma orospu demem hoşuna gitmişti. Gülümsedi, bir eliyle benim yarağımı tuttu, hala arabanın içindeyiz.
-“Çocuğun yarağı seninkinden kalındı, biraz daha uzundu. İçime alıp almamakta tereddüt ettim çünkü seni seviyordum ve ilk günden aldatmak istemedim. Onun yerine çocuğun yarağını ağzıma aldım. Çocuk da hayretler içinde kaldı, gözlerine inanamadı. Zaten kalkıktı, bu konuşmaların üzerine inmemişti bile. Ben de ne yapayım kocacığım yaa çocuğu da üzmek istemedim, ağzıma aldım yarağını, 5 dakika boşalttım. Hem suratıma hem de göğüslerime fışkırdı çocuk, ben de temizlemedim sen temizlersin diyerek.” bana sokuldu. Ben diyecek söz bulamamıştım. Karım hep gizliden gizliye içimde beslediğim o paylaşma duygusunu ateşledi. Yarağıma dokunsa boşalacaktım. Karım da
-“Kızmadın di mi aşkımmm?” diyerek dudaklarını büktü. Ben de yapıştım dudaklarına.
-“Bu yüzden mi böyle mini etek giydin?” dedim.
Garson her rastladığımızda karıma hayran hayran bakıyor kaçamak gülücükler atıyordu. Kârımındı ona karşılık verdiğini görünce içimi bir kıskançlık kavradı.
-“Ne o unutamadın galiba ufaklığı?” diyerek alaycı bir ses tonuyla sordum. Karım
-“Kızma ama unutamadım vallahi.” deyince
-“Eğer çok istiyorsan devamını yapabilirsin.” dedim. Karım şaşırmıştı benden böyle bir teklif beklemediği belliydi.
-“Nasıl yani? dedi şaşkınlıkla.
-“Eğer onunla bana anlattığın şeylerin devamını yapmak istiyorsan akşam odaya çağır.” Karımın şaşkınlığı hala geçmemişti.
-“Ciddi misin?” diye tekrar sordu.
-“Elbette, bende gizli olmamak şartıyla istediğin her şeyi yapabilirsin birkaç farklı kişilerin yapmasıyla tükenmez ya küçük Sonayım.” diye müzip müzip Güldüm. Karım hemen resepsiyona giderek kat görevlisini buldu adı onurmuş. Yanıma döndüğünde
-“Tamam aşkım saat 6 da bitiyormuş mesaisi akşam gelecek.” dedi.

Categories: Uncategorized

Orospu karım haklı mıydı?

No Comments

Orospu karım haklı mıydı?

“Onun evindeyim işte… Bir haftadır seks konuştuğum tüm hayallerimi ve fantazilerimi paylaştığım ve kocamı şikayet ettiğim adamın evindeyim. Eşinin resmi büfenin üzerinden bana bakıyor, umursamıyorum… Oraları çoktan geçtim ben.

Elinde şarap kadehiyle yanıma geldiğinde içim çekiliyor, eşimi hiç aldatmadım ama nasıl yapıldığını çok iyi biliyorum, kararlıyım birazdan bu yabancı adamın kadını olacağım. Ve işin en heyecanlı yanı da şu ki o da bunu biliyor.

Donum ıslak, kalbim çarpıyor, meme uçlarım sertleşmiş ve daha bana dokunmadı bile. Nefesimi kontrol ederek “eşin filan gelmez değil mi?” diyorum. Gülüyor keşke gelse de görse havasında.

Kanepede yanıma geldi elimi tutuyor, titriyorum ama dudaklarını elimden çekmiyor, tek tek parmaklarımı öpüyor, ne bekliyor ki hazırım herşeye.

Geri yaslanıyorum biraz bunu davet olarak algılaması doğal zaten öyle çünkü üzerime geliyor yüzü yüzümde dudaklarımı aralıyor diliyle, o mu beni öpüyor ben mi ona öptürüyorum bilmiyorum. Başım dönüyor. Dizlerimi birleştirip bacaklarımı sürtüyorum birbirine. Kasıklarım sıcak.

Elleri memelerimde, hoyratça sıkıyor sol göğsümü acıyor ama sesim çıkamaz ne isterse yapacak biliyorum. Birşey yapmak istiyorum, ne olursa, “soy beni” çıkıyor ağzımdan. Bunu ben mi dedim?
Hiç konuşmadan kolayca bluzumu ve eteğimi çıkartıveriyor, donumu çıkartması zaman almadı bile sütyeni ben çıkartmış olmalıyım çünkü çırılçıplağım yerde halının üzerinde. “Aç gözlerini bana bak” diyor. Bakıyorum. Kocaman siki netteki sohbetlerde tarif ettiğinden çok daha büyük. “Seni bununla sikeceğim kaltak” diyor ve birşey dememe fırsat vermeden ağzıma sokuyor o devasa siki. Öğürmemek için emmeye başlıyorum. Ben sikini emerken elleri kıçımı kavramış parmakları her yerimde. Amımdan akan sularla göt deliğimi ıslatıp parmağını soktuğunda bağırmak istiyorum ama siki hala ağzımda. “Kaç kişiye verdin bu götü de bu kadar genişlettin orospu?” diyor. Yanıtı bilmiyorum.

Sikini ağzımdan çıkardı ve üstüme çıktı, amıma girdiği anda gözüm kararmış yıldızlar patlamaya başlamıştı bile. Orgazm çığlığımı duyamadım ama eliyle ağzımı kapatmasından çok ses çıkardığım belliydi, ağzımdaki eli kan çıkartana kadar ısırdım. Elini çekmek bir yana amımı parçalarcasına sikmeye devam etti. İnliyordum artık. “Dön götünü orospu” emrine hemen uydum. Götümü hafifçe kaldırarak bekledim. Çok bekletmedi tabii. O devasa yarağın başını götüme dayayıp ittirmesi bir oldu. Çığlığım götümün bu derece sert sikilmesinden çok beni düşünmeden nasıl böyle sikebildiğini merak etmemin sonucuydu. Beni hiç düşünmeyen birisi tarafından hiç böyle sikilmemiştim. Tek varlık nedenim ona zevk vermekti ve benim zevk almam almamam ya da canımın yanması önemsizdi.

Gidip gelmeleri bir süre sonra çok hızlanmıştı, kıçımdaki tokatlar halının dizlerimi yakması ve memelerimin sürtünerek tahrişi bir kere daha avaz avaz boşalmamı engellemedi. Titreyerek orgazm olduğumda “Kıpırdama kaltak” emrini aldım. İçime çok sert bir şekilde son kez soktuğunda götümün döllendiğini hissettim. Dışarı taşan menisini eliyle kalçalarıma yayarken “Sana söylediğim gibi siktim mi?” diye soruyordu ve benim cevap verecek halim kalmamıştı…”

“İşte böyle sevgili kocacığım” dedi. Bana dün yaptıklarını telefonda anlatırken “bir daha beni aldatırsan bir başkasına daha böyle vereceğim ve sana da anlatacağım” diyordu. “Hırslanıp bana vurmaya ya da aşka gelip sikmeye kalkarsın diye de telefonda anlatacağım sen iş gezisinde yurt dışındayken”. “Şimdi sen dönene dek merak et bakalım başkasına da verecek mi güzel karın, oldu mu canım” deyip telefonu kapattı. Böyle bir şey yapmadığını bir fantazisini aktarmış olduğunu umuyorum.

Categories: Uncategorized

Sahilde – 5

No Comments

Sahilde – 5

ALINTIDIR!

Sabah olunca arkadaşıma sahile gitmek istemediğimi söyledim o da fazla kalmayacağını söyleyerek gitti. Ayşe abla kızları sahile arkaaşını da eve bıraktı. Bende bu arada güzelce yıkanım mis gibi koktum. Olacakları az buçuk tahmin ediyordum. Ayşe abla eve geldikten sonra kaldığım odaya çağırdı beni. Odaya geldiğimde dolabımı açmamı söyledi. Bende açtım çantamı açmamı söyledi açtım. Çıkar içindekini dedi. Ben ilk başta anlamazlıktan gelince kendi geldi ve stroponu çıkardı.
Ayşe: bu ne
Ben:şey işte stropon
Ayşe:biliyorum ne olduğunu.neden sende
Ben:kullanıyorum
Ayşe:anladım zaten kullandığını aktif lezbiyensin dimi
Ben:şeyy
Ayşe:şey deme evet yada hayır öylesin dimi
Ben:evet
Ayşe:ne kadardır
Ben:10 yıl olacak nerdeyse
Ayşe:bunu kullanalı mı
Ben:bunu 5 yıldır
Ayşe:iyi kullanabiliyormusun
Ben:süper valla
Ayşe:iyi bakalım tak da görelim
Ben:nasıl?
Ayşe:tak işte
bunu derken ayşe abla soyunuyordu. ve “boşanmışız daha yarağa doyamadan adam gitti dar çevrede nasıl adam bulayım hadi aramızda sır kalacak korkma” diye söyleniyordu. Ayşe abla soyununca tüm kızlara taş çıkaran bir hatun olduğunu görmüştüm. Dik memeler süper yuvarlak kalçalar ve bakımlı bir şeftali. usulca yaklaşıp dudaklarına öpücük kondurdum. Geriye çekilmekle çekilmemek arasında tereddüt etti. Sonra şehvetle öpüşmeye başladık. Elim amını okşuyordu o da aleti okşuyordu. Kulağıma “nasıl sikeceksin beni” “çatır çatır sik beni” diye azdırıcı sözler söylüyordu. Eğildim ayaktayken amını resmen kaptım kafamı sıkı sıkı bastırdı. Yavaşça onu yatağa ittim ve yalamaya başladım ama acele etmeden. Ayak bileklerinden öpe öpe baldırlarının içine geldim. Amının kenarını öperek göbeğine çıktı o ise zevkten kısık kısk inliyor göğüslerini sıkıyordu. Göbeğinden kayarak göğüslerine geldim. Uçlarını yalıyoriemiyor diğer elimle de göğüslerini sıkıyor,alttanda takma penisi amına deydiriyordum. Boynundan süzülerek dudaklarına geldim öyle hırsı öpüşüyordu ki anlatamam. Kulağına eğilip “bugün bütün deliklerini dolduracağım bebeğim” dedim ve aleti amına sürtmeye başladı. Kendine çekip uzun uzun beni öptükten sonra iyice terlemiş göğüslerime inip o da emmeye başladı. O emerken bende aletin kafasını usulca içine kaydırdım. Gırtlaktan bir oh dedi ki anlatamam. Sadece kafası girmiş onu sokup çıkarıyordum. Ayaklarını iyice kendine çektirip yarısını sokmuştum sırtıma öyle bir yapışım bastırdı ki geri kalanı da giriverdi ve o esnada bastı çıplığı. Hemen ağzını kapattım ve içinde bekledim. Göğüsleri hızlı hızlı inip kalkıyordu. Bir müddet daha bekledikten sonra gidip gelmeye başladım. Bacağının birini kapıp onu yukarı kaldırdım ve daha rahat girmeye başladım. Ben gidip geldikçe göğüsleri öyle güzel sallanıyordu ki ayaklarımın titremeye başladığı ve boşalmak üzere olduğumu hissettim. Hemen toparlandım ve doggy pozisyonuna getirdim onu ve amına sokmaya devam ettim. Akan sularını arka deliğine kaydırıyordum. İyice gevşediğini anladığımda parmağımın birini soktum. Şimdi her iki deliği de doluydu. Bir süre sonra boşaldığını anladım ama devam ettim ve ikinci parmağımı zor da olsa soktum. Canı yanmıştı sıkmasından anlamıştım. Bir süre bekleyip yine gelip gitmeye başladım. İnlemeye başlamıştı yine. İki parmağımı arka deliğinde çeviriyordum ve o esnada ulur gibi zevk çığlığı atıyordu. Bana döndü “sen ne sikiciymişsin be” dedi. Bu söz beni iyice kudurttu ve daha seri sokmaya başladım. Çığlık çığlığaydı ve birden çıkarıp arka deliğine soktum. Hazırlıksız yakaladığım için zorlanmadan girdi ama öne kaçmak istedi. Onu zor da olsa tuttum. Bana çıkarmamı söylüyordu ve beklemesini sakinleşmesi söyledim. Kulağına güzel aşk sözleri söylüyor ve azdırıyordum. Alıştıktan sonra köklemeye başladım deli gibi çıplık atıyordu hiçbir şey umrunda değildi. Kalçasını tokattan kıpkırmızı etmiştim. Bir süre sonra titredi ve yana devrild. Haliyle bende devrilmiştim. Ne olduğunu sorduğumda hiç böyle orgazm olmadığını ve ayaklarını tutamadığını söyledi. Arkasından çıkıp yanına yattım. İkimizde çıplak haldeydik. Bana bakıyordu ve yüzümü okşadı benim elim de göğüslerindeydi. Hastayım bu göğüslere dedim ve eğilim yalamay başladım teninin kokusu ile oldukça tahrik ediciydi. Hafif inliyordu ve bana duşa geçmemizi önerdi. Hemen kalktık. Ben önde o arkada yürüyorduk. Yürürken kalçamı mıncıkladı gülümsedim. Belden bağlamalımı çıkardım ikimiz duşa girdik. Islak teni daha da seksi olmuştu. Göğüslerine yumulmak istedim hemen başımı kaldırıp dudaklarımın ifadesini aldı. Sonra elini şampuanladı ve amımı götümü iyice yıkadı. Sonra eğilim yalamaya başladı. Hiç de acemi değildi. İki parmağını amıma sokarak kliotrisimi emiyordu. Kafasını iyice bastırmıştım çok zevk alıyorum. Ayağımın birini küvetin kenarına koyarak daha rahat yalaması sağladım. Oda dilini daha derinlere sokup içimde oynatıyordu. Bir süre sonra beni domalttı ve her iki deliğimi de yalamaya başladı zevktem resmen başım dönüyordu. Kalçalarımı öyle sıkarak ayırmıştı ki dilini oldukça derine sokabiliyordu. İlk defa dilin bu kadar içime girdiğini ve içimde kıvrandığını hissediyordum ve bu müthiş bir orgazma taşıyordu. Ve finale gelmiştim deli gibi boşalıyordum ve o da hiç durmadan zevk sıvılarımı emiyordu. Boşalmam bitince toparlandık. Önce o sonra ben yıkanıp çıktık. Odama geçtim biraz yatakta uzanayım derken uyumuş gitmişim. O gün hayatmın en güzel seksini ayşe ile yaşamıştım böyle beş altı defa daha yaptık.

Categories: Uncategorized

Finlandiya’da Tanıdığım Olgun Lisa! (1)

No Comments

Finlandiya’da Tanıdığım Olgun Lisa! (1)
Merhabalar, ismim Mert. 23 yaşında, üniversiteden mezun olduğum dönemde Türkiye’de iş arıyordum. Fakat o dönem maalesef mezun olduğum bölümden o kadar fazla kişi işsizdi ki, iş bulmam çok ama çok zorlaşmıştı. Ben de hem dilimi geliştirmek, hem kendimi biraz rahatlatmak için yurtdışına çıkmaya karar verdim.

Mezun olduğum üniversitenin öğrencilerine sunduğu bir yurtdışı programı vardı. Ortalamamın iyi olmasından dolayı gönderilecek 5 öğrenci arasına girmiştim. Kuralar çekildi ve bana Finlandiya, Helsinki çıkmıştı. Sevinmiştim, hep merak ettiğim bir ülkeydi ve bu şansla orayı görebilecektim. Haziran ayının ortasında gidilecek ve Ağustos ayının sonuna kadar ortalama 60 günlük bir programla orada vakit geçirilecekti. Tabii bu sadece gezi programı değildi, esas amacı orada bir staj tarzında çalışmaydı. Helsinki’de bir fabrikada AR-GE bölümünde staj yapacaktım 2 ay boyunca.

Uçak biletim ayarlandı, orada kalacağım apart ayarlandı, vizeler ile ilgili gerekli belgeler ayarlandı ve artık yapmam gereken tek şey beklemekti. Ben kalan 20 gün içerisinde sürekli Finlandiya ile alakalı araştırmalar yaptım. Nerelere gidebilirim, nereleri görmeliyim, ne yiyip ne içebilirim gibi araştırmalar sonucunda Finlandiya hakkında genel bir bilgi oluşturdum kafamda.

Haziran ayının üçüncü haftasının ilk günü de Helsinki’ye indim. Muazzam bir güzellik ile birlikte muazzam bir soğuk karşılamıştı beni. Türkiye’nin ılıman iklimlerinden olan bir şehrinden gitmiştim ve bu yüzden burası çok fazla soğuktu benim için. Yaz aylarında bile havanın 15-20 derece civarında olması beni biraz etkilemişti ve gittiğim ilk günden rahatsızlanmıştım. Staj yapacağım şirketten bir beyefendinin gönderdiği yardımcı rehber ile havaalanından alınmış ve kalacağım aparta bırakılmıştım. Rehber ile numaralarımızı kaydettik karşılıklı. O gün benim ilk günümdü ve apartıma yerleştikten sonra çıkıp biraz Helsinki’yi gezdim.

Gerçekten her açıdan mükemmel bir şehirdi. Güzel kızların, güzel bir atmosferin ve sessiz bir ortamın içerisinde biraz yürüdükten sonra soğuktan kaçınmak ve biraz ısınmak için bir kafeye girip kahve sipariş ettim. Daha şehre gireli birkaç saat olduğu için hiçbir arkadaşım yoktu ve mecburen yaptığım tek şey kafede oturup insanları seyretmekti. Etrafta gerçekten güzel kızlar vardı ama benim gözüm, oturduğum kafenin satış bölümüne bakan kadında kalmıştı. Kadının orta yaşlarda olduğunu tahmin ediyordum. 1,70 boylarında, beyaz tenli ve kızıl saçlı, güzel bir fiziğe, fit bir vücuda ve dolgun göğüslere sahip bir kadındı.

Türkiye’deki bazı durumlardan ötürü çok fazla ilk konuşmayı başlatabilen ve bazı şeyleri devam ettirebilen bir insan değildim, ama buradaki iletişim ağına gerçekten hayran olmuştum. Ertesi gün staj yapacağım fabrikaya gittim, orada gerçekten harika insanlarla tanıştım ve tekrardan apartıma döndüğümde aklım halen o kafedeydi. Orası bir türlü aklımdan çıkmıyordu ve o gün de o kafeye gidip, yine aynı kahveden alıp masama geçmiştim. Çok fazla bakıp rahatsız etmek istemiyordum, ama o kadın o kadar güzeldi ki, gözlerimi alamıyordum.

Bunu birkaç gün daha devam ettirdim ve beşinci gidişimde, kadın bana, “Sanırım kahvemizi çok beğendiniz?” dedi. Şaşırmış ve biraz heyecanlanmıştım. “Aslında evet, kahve çok güzel, ama beni buraya çeken bir başka şey var.” dedim. Kadın gülümseyerek, “Nedir o?” dediğinde cesaret edip söyleyemedim ve “Buranın ambiyansı.” diyerek kıvırdım. Gülümsedi ve “Finlandiya’ya ilk gelişin mi?” diye sordu. Sohbet bir anda devam etmişti ve ayak üstü sohbet eder durumda, “Evet, ilk gelişim. Sanırım o yüzden direkt İngilizce konuştunuz?” diye ben de sohbeti ayakta tutmaya çalıştım. Kahvemi aldığımda tam gidecekken bir cesaretle, “Size de bir kahve ikram edebilir miyim?” diye sordum. Kadın, “Maalesef şu an çalışıyorum.” dedi ve ben tam yerime gidecekken, “Ama 2 saat sonra işim bitiyor o zaman olabilir.” dedi gülümseyerek. Sevinmiştim ve 2 saat sonrası için anlaşmıştık.

İş saatlerine çok bağlıydılar, zaten çok fazla zorlayacak bir iş çalışma saati yoktu ama o saatler içerisinde de gerçekten sadece işlerine bağlı kalıyorlardı. 2 saat boyunca kafede oturmak yerine çıkıp, kafenin yakınındaki bir parka giderek orayı gezdim, fotoğraf çektim ve orada biraz vakit geçirdikten sonra O’nun iş çıkış saatinde yine kafeye gittim. O tam çıkmaya hazırlanıyordu, beni görünce gülümseyerek yanıma geldi ve “Hazırım.” dedi. Birlikte çıktık kafeden ve yürümeye başladık. İsmini bilmiyordum, sohbet esnasında adının Lisa olduğunu ve 45 yaşında olduğunu öğrenmiştim. Lisa gerçekten derin bir kadındı. Öğretmenlik yaptığını ama Finlandiya’daki sistemden ötürü farklı bir emeklilik dönemi olduğu için işinden emekli olduğunu söylemişti. Fakat boş oturmayı sevmeyen insanlardı genel olarak, o da gelip vaktini burada geçiriyor ve para kazanıyordu. Lisa ile sohbet ettikçe bir sürü yeni şey öğreniyordum.

İlk başta bir kafede başlayan kahve sohbetlerimiz, üçüncü gününde onun evinde bir kahve içme daveti almamla iyice sıcaklaşmıştı. Evi biraz uzakta olduğu için kiraladığımız bisikletlerle birlikte evine doğru yol aldık. Müstakil ve blok sokak sistemi olan bir yerdeydi evi. Evinin bahçesine bisikletlerimizi bıraktıktan sonra içeriye girdik. Tek katlı, lüksten çok uzak, daha çok dekorasyon ve kullanışa özen verilmiş sadelik ama bolca zarafet taşıyan bir evdi. Hayran kalmıştım zevkine. Mobilyalar lüks olsun, mutfak dolapları lüks olsun, en lüks çatal-bıçak takımlarını kullanayım ve en iyi halıları evime sereyim gibi bir kaygı yoktu. Onun yerine zevkli tablolar, hoş koleksiyonlar, iyi şarap koleksiyonları gibi daha zevke yönelik şeyler mevcuttu evinde.

Lisa’nın hazır kahve yapacağını düşünmüştüm ama özel çektirdiği ve Güney Amerika’ya özgü olan bir kahve türünü hazırlayıp getirmişti. Mutfak masasının önündeki iki tabureye oturup hem sohbet edip, hem kahvelerimizi içmeye başlamıştık. Lisa’nın hayatını merak ediyordum ve aramızdaki samimiyete dayanarak ona birkaç özel soru sordum. Hiçbirisini yanlış anlamayıp kötü karşılamayıp büyük bir olgunluk ve samimiyetle cevapladı. Kocasından 5 sene önce boşandığını ve evde oğluyla birlikte yaşadığını söyledi. Ben de ona kendi ülkemi ve kendi yaşam tarzımı anlatıyordum. O kadar derin bir sohbet içerisindeydik ki, oğlu Taito’nun geldiğini duymamıştık.

Taito mutfağa girdi ve sıcak bir ses tonuyla bizi selamladı. Lisa hemen beni oğluyla tanıştırdı. Oğlu benden 2-3 yaş küçüktü, ama bana büyük bir saygı göstermişti. Taito kendine yiyecek birşeyler hazırladıktan sonra odasına çıktı. Bu rahatlığı ve bireysel özgürlüğü görünce şaşırmıştım. Lisa’ya bunun hakkında da birkaç soru sordum ve Lisa ilk başta ne demek istediğime anlam dahi veremedi. O kadar alışılmış ve kanıksanmış bir durumdu ki bireysel özgürlük ve tercihlere karışmak ya da baskı altına almak gibi bir terim onlar için yoktu adeta. O günkü sohbetimizden sonra ben tekrardan bisikletime atlayarak apartıma dönmüştüm.

Gelişimin ikinci haftasındaydım, ama neredeyse Türkiye’de edindiğim kadar arkadaş edinmiştim. Ve Lisa ile aramızdaki ilk yakınlaşma hiç beklemediğim bir anda olmuştu. Onun izinli olduğu gün yine bisikletlerimize atlayıp şehrin içindeki büyük parkı ziyarete gitmiştik. İçinde bolca ağaçla kaplı bisiklet yolunda giderken dinlenmek için göletin yanında durduk. Baş başa kaldığımız anlarda aramızdaki konuşma daha samimileşiyor ve aslında biraz da flörtleşmeye doğru dönüyordu. Yan yana oturmuş sohbet ederken ben cesaretimi toplayarak Lisa’ya kendisinden çok hoşlandığımı söyledim. Lisa gülümseyerek, “Sen de benim hoşuma gidiyorsun. Vakit geçirmeyi çok seviyorum seninle.” dedi ve duygularıma karşılık verdi. Ona doğru birazcık daha yakınlaştım ve birkaç güzel sözden sonra dudaklarına ilk öpücüğü verdim.

Daha önce birkaç kadınla sevişmiştim, ama bu kadar güzel öpüşen ve bu kadar ne yaptığını bilen bir kadın hatırlamıyordum. Dudaklarını öptükçe kendimden geçiyordum. Lisa’nın gülerek, “Epey ateşli bir gençsin.” dedi gülerek ve “Bir an hiç durmayacaksın sandım.” deyip ayağa kalktı. Onu rahatsız ettiğimi sandım ama O bisikletine binerek, “Hadi bana gidelim.” dedi. Bisikletlerimize atladık ve evine doğru sürmeye başladık. Epeyce heyecanlanmıştım.

Evine girdiğimizde ise kapıyı kapatır kapatmaz iki genç aşık gibi öpüşmeye başladık. Ben ellerimi onun belinde dolaştırıyordum; o da ellerini benim boynuma sarmış bir şekilde öpücüklerime karşılık veriyordu. Lisa öpüşmeyi bir yerden sonra bıraktı ve elimden tutarak beni yatak odasına götürdü. O kadar keskin ve aklı başında hamleleri vardı ki, bazen beni çıldırtıyordu. Yatak odasına girdiğimizde beni yatağına ittirdi, üstündeki tişörtü çıkartıp kenara attı ve kucağıma oturarak o ateşli öpücüklere devam etti. İkimiz de çıldırıyorduk birbirimiz için. Ellerimi kalçalarına attım ve o yumuşak bembeyaz kalçalarını taytının üstünden okşamaya başladım. Vücudu o kadar diri ve yumuşacıktı ki, dokunmak bile beni müthiş azdırıyordu.

Lisa bir süre sonra boynuma indi, boynuma öpücüklerini kondururken ben zevkten iyice kasılıyordum. Üstümdeki gömleği yavaş yavaş çıkartıp kenara attıktan sonra kucağımda bir süre durdu ve beni izledi. Hafifçe doğruldum, sutyenini açtım ve o hayran olduğum büyük göğüslerine ulaşmıştım artık. Büyük ve bembeyaz göğüslerini okşaya okşaya öpmeye başladım. Lisa da inlemeye devam ediyordu. Ellerini tuttum yavaşça ve süt beyazı ellerine öpücükler kondururken onu yatağa yatırdım. Göğüslerini emmeye devam ettim. Göğüs uçları ağzımda dikleşiyordu. Lisa ellerini daldırdı saçlarıma ve saçlarımı çekme-okşama karışımıyla tutuyordu.

Göğüslerini uzunca bir süre emdikten sonra yavaşça karnına ve oradan da bacak arasına indim. Taytını zarifçe çekerek çıkartıp attım. Üstünde sadece kırmızı külotu kalmıştı. Bir süre o muazzam vücudu seyrettikten sonra külotunu da attım ve sadece bir çizgi şeklinde duran amını yalamaya başladım. Tüysüzdü, vücudunda hiç tüy yoktu. Dokunduğum yer kızarıyordu adeta, böyle bir beyaz ten daha önce görmemiştim. Lisa’nın amını yalamaya başladığım andan itibaren Lisa öyle güzel çığlıklar atıyordu ki, sesiyle bile beni azdırabiliyordu. Lisa’yı göz ucumla takip ediyordum. Yattığı yerde kafasını iyice geriye atmış ve inlemelerini sürdürüyordu. Yatakta pasif duruma düşmeyi sevmeyen ve her zaman bir şeyler yapmak isteyen bir kadındı.

Onu tek hamlede yüzüstü çevirdim. Ufak bir tepe gibi çıkıklaşan kalçasını öpüp yavaşça beline öpücükler kondururken pantolonumun üstünden sikimi kalçalarına sürttüm. Lisa gözlerini kapatmış, kafasını yine geriye atmıştı. Eğilip boynunu öperken altımdaki pantolonu çıkarttım. Boxerımı çıkartacağım sırada beni durdurdu ve altımdan kalktı. Boxerımı kendi elleriyle çıkarttıktan sonra komodinin çekmecesinden bir prezervatif alarak paketini yırttı.

Sikimi ellerine aldığında titrediğimi çok net hatırlıyorum. Sikimi biraz okşadı, sonra dudaklarının arasına alarak ufak öpücüklerle birlikte emmeye başladı. Çıldırtıcı derecede yavaş hareketler yapıyordu. Bir elini taşaklarımın altına atmış, hafif uzun tırnaklarıyla taşaklarımın üstünde dolaştırıyordu. Bir süre emdikten sonra hayatımda ilk kez tecrübe ettiğim bir şeyi yaptı ve prezervatifi ağzına koyarak sakso çeker bir biçimde sikime tek hamlede yerleştirdi. Şok olmuş ve aşırı derecede zevk almıştım. Kendimi tutamıyordum artık ve Lisa’yı biraz sert bir biçimde yatağa çektim ve domalttım. Lisa bu aceleci tavırlarıma gülüyordu.

Domalttıktan sonra sikimi hızlıca amının dudaklarına getirdim ve içine sertçe soktum sikimi. İlk kez kendimden 20 yaş büyük bir kadınla oluyordum, ama yatakta tanıdığım en iyi kadındı diyebilirim. Sikim amının içine girdikçe o da bana en uygun pozisyonu alıyor, kalçalarını oynatıyor, inlemeleri ve hırıltılarıyla beni hep bu zevkin içinde tutuyordu. Lisa’nın ellerini tutup belinde birleştirdim ve kafasını yastığa gömdüm. Kalçaları bu sayede daha da çıkıklaşmış duruma geçti. Bu şekilde Lisa’nın amına daha sert girip çıkmaya başladım. Olabildiğince hızlı sikiyordum ve Lisa’nın iniltilerini yavaş yavaş çığlıklara dönüştürüyordum.

Tabii böylesine iyi sevişen ve yatakta ne istediğini bilen bir kadının karşısında, bu kadar çaylak ve tecrübesiz halimle çok dayanamayacaktım. İçine girmemden itibaren 5 dakika sonra kendimi sıkmama rağmen boşaldım. Kökledim ve içinde uzunca bir süre durdum. Dizlerimin bağı çözülmüştü adeta. Kendimden geçmiştim. Boşalmam bitince kendimi yatağa attım. Lisa gülümseyerek bana bakıyordu. Ben ise utanarak, “Özür dilerim erken boşaldım.” dedim. Gülümsedi ve prezervatifimi çıkarttı.

Sonra sikimi eline aldı. Bu hareketleri beni tekrardan azdırmıştı. Lisa bir erkeği istediği kadar kullanabilecek bir kadındı. Onun için erkeğin boşalması seksin bitmesi anlamına gelmiyordu. Bir siki istediği kadar erekte edebilecek kadar çekici ve tutkulu bir kadındı. Beni de hareketleriyle tekrardan erekte edebilmişti. Sikimi ağzına dahi almasına gerek kalmadan yine dimdik yaptı.

Lisa yeni bir prezervatif çıkarttı ve sikime taktıktan sonra kendisi kucağıma çıktı. Sikimi birazcık amına sürttükten sonra içine aldı. Kendisi için en uygun pozisyonu bulduktan sonra hafif hafif zıplamaya başladı. Açıkçası benim bile dinlenmeye biraz ihtiyacım varken o hiç durmuyordu. Vücudu benden daha dingin ve tazeydi. Üstümde hoplarken bir yandan gözlerini kapatmış ufak ufak inliyordu. Onun taş gibi vücudunu izliyor ve keyif alıyordum sadece. Beni öyle bir etkisi altına almış ve kendisi tüm işi öyle güzel yüklenmişti ki, bana bir şey yapmak kalmıyordu. O hopladıkça büyük göğüsleri de hafif hafif zıplıyor ve etkileyici bir manzara çıkartıyordu ortaya. Lisa’yı hafifçe kendime çektim ve göğüslerini emmeye başladım o kucağımda hoplarken. Bu hareketim ikimizi de azdırmıştı. Lisa’nın amının suları kasıklarıma aktıkça sikişmemizin sesi tüm odayı kaplıyordu.

Lisa 20 dakika kadar kontrolü bırakmadan üstümde zıpladıktan sonra yavaşça kucağıma oturdu ve o halde bekledi. O orgazm olmuştu, ben de ikinci kez boşalmıştım. Bu sırada salondan gelen sesleri duyduk. Lisa, “Oğlum geldi.” dedi gülümseyerek ve üstümden kalkıp giyinerek içeriye gitti…

Beğeni durumuna göre devamı gelecek….

Categories: Uncategorized

Ben Karım ve Bir Başkası 1

No Comments

Ben Karım ve Bir Başkası 1
Yaklaşık bir ay önce yine bir hafta sonu, akşam olmuş, karım salona gelecek, iş çıkışı beraber dışarıda yemek yiyecektik. Aynı spor salonunda yıllardır çalışıyordum, insan ister istemez gelenleri tanımaya başlıyor. Soyunma odasının oradan geçiyorken karımın geldiğini ve girişte sohbet ettiğini gördüm. Otuz-otuz bir yaşlarında yakışıklı bir adam vardı. Birlikte gülüyorlarken yanlarına vardım. Şahsen tanışmasak da yüzlerimiz birbirine alışmıştı. Son derece kaslı, sarışın, yakışıklı, muhtemelen salonun en göze çarpan adamıydı. Kas yığını bir adamdan bahsetmiyorum, yağsız fit bi vücudu vardı.
“Merhaba” dedim. “Aşkım, bu Burak tanışıyor musunuz?”
“Sayılır” dedim elimi uzatırken.
“Evet, sayılır.” dedi. “Bayanın nesi oluyorsunuz?”
“Karım.”
“Şanslı adamsın.”
“Tabii.” dedim. Karım, uzun, kahverengi saçlarını açmış, üzerine siyah kolsuz bir jarse, altında gri askılı bir atlet, siyah bir tayt giymişti, büyük göğüsleri vardı, çekici bir kadındı ama yine de böyle bir şey duymayı beklemiyordum.
“Hadi akşam yemeğine” dedi karım. Görüşürüz deyip kapıdan çıkarken Burak’ın karımın kalçalarını dikizlerken aletini düzelttiğini fark ettim.
“Adama bak dünyadaki son kadın senmişsin gibi izliyor.”
“Yapma, adam baya baya yakışıklı istese bir sürü kadın tavlayabilir.”
“Sen hariç.” dedim.
Yemek güzel geçti en azından Burak’tan bahsetmedik. Ertesi gün salonda yine Burak’la karşılaştım, başımı sallayarak selam verdim ve işe başladım. Eve gitmeden önce soyunma odasına gidip bir havlu aldım üzerime ve saunaya girdim. Benden başka kimse yoktu, kafamı yaslayıp sıcağı arttırdım.
Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve Burak gelip tam karşıma oturdu. Yürürken tuttuğu havlusunu oturduğunda kenara koydu. Bacak arasına bakmadan edemedim. Yarrağı kalkmamış haliyle 19-20 cm vardı ve kalındı da. Bakmamaya çalışsam da elimde değildi.
“Dün karınla tanıştık biliyorsun, güzeldi.”
“Evet, teşekkür ederim.”
“Güzel bi kadın, özellikle göğüsleri.”
Ne diyeceğimi bilemedim. “Evet… sağol.”
Yarrağını sıvazlayarak, “O taytını yarrağımı soka soka yırtmak isterdim hele o atletinin sıkıştırdığı göğüslerini.” duymamaya çalıştım. Daha dün tanıştık bu cesareti nereden alıyordu?
“Sıkıyor muyum?”
“Karımla ilgili böyle konuşmanı kastediyorsan”
“Hayır, böyle çıplak olmamdan bahsediyorum. Benim yarrağıma bakıp duruyorsun.”
“Bakmıyorum.”
“İstiyorsan bakabilirsin benim için fark etmiyor.”
Sanki zorundaymışım gibi tekrar baktım.
“Kalktığı zaman 5-6 cm daha büyüyor.”
“Fark ettim.”
“Karın amını tıraş ediyor mu? Adı neydi karının? Tıraş ediyor mu amını?”
“Seni ilgilendirmiyor.”
“Sikin kalktı dimi?”
“Hayır” diye yalan söyledim. Havluyla dizlerimi kapatıyordum.
“İnanmıyorum ellerini kaldırsana.”
Gitmeliydim ama gidemedim.
“Yarrağıma bakakaldığın için mi zorlanıyorsun yoksa karından bahsettiğim için mi? Karından bahsetmem hoşuna gitti sanırım.”
Gitmek için ayağa kalktım.
“Yarın bu saatte yine burada ol!” dedi. Ayrıldım, hızlı bir duş alıp giyindikten sonra eve vardım. Karımı öptükten sonra yatağa götürüp sikmeye başladım, hiç boşalmadığım kadar boşaldım. Ama gece olunca bir türlü uyku tutmadı.
Ertesi gün salona gitmemeye karar verdim. Sikim bütün gün kalkık durumdaydı, karımı ve onu düşünüp duruyordum. Sonra dayanamayıp salona tekrar gittim.
Burak ağırlık çalışıyordu. İçeri geçtim, saate bakıp duruyordum. Vakit geldiğinde soyunma odasına oradan da saunaya geçtim, birkaç dakika sonra o geldi. Benim salonda olduğumu görmemişti sanırım.
“Geleceğini biliyordum.”
Cevap vermedim.
“Belki biraz hızlı başladım bilmiyorum. Ama aslında, çiftleri birbirine daha yakın hale getiriyor. Yani karını siktiğimde paylaşacak bir sürü şey bulacaksınız. Ne diyorsun hazır mısın karını sikmeme?”
“Karım beni aldatmaz” diyerek tersledim.
“Diyelim ki o bana evet dedi sen ne diyeceksin?”
“Saçmalık” dedim yerimden kalkarak.
Gülerek, “Hemen kaçıyorsun. Yarın yine gel, bu kez karının güzel bi tangasını bulup getir bana şu şeffaf plastik torbalara koy.” dedi.
Eğilerek sikimin kalktığını gizlemeye çalıştım.
Akşam eve geldim, yine azmıştım ama bu kez karımın başı ağrıdığından banyoda devam ettim. Patlamadan önce karım kapıya vurunca boşalamadan çıkmak zorunda kaldım. Sabahı zor ettim, karım işe gitmek için hazırlanırken ben hala uyanıktım. O ayrıldıktan sonra, banyodaki kirlilerden pembe bi tanga bulup yanıma aldım. Bunu neden yaptığımı da bilmiyordum. Akşam spor salonuna gittim, Burak beni görüp,
“Paket yanında mı? Dediğim şeyi yaptın mı?” diye sordu.
“Çantamda” dedim.
“20 dakika sonra soyunma odasına gel. Saunaya geçip konuşuruz.”
Dediği gibi yaptım. Soyunma odasında paketi çıkartıp ona verdim o da kendi çantasına attı. Sonra soyundum, bir havlu sarınıp saunaya girdim. Bu kez yalnız değildik, Burak yanıma oturdu ve diğer adam gidene kadar bekledik. Adam gittikten sonra havlusunu kaldırıp omzuna aldı ve karşıya oturdu.
“Dediklerimi yapıp karının tangasını getirdin, güzel. Artık aradan çekilmeye, karını sikmemi istemeye, yarrağımın karına girişini izlemeye hazırsın.”
Cevap vermedim. Küçük bir kâğıt çıkarttı,
“Fazla kalamayacağım, yarın burada değil benim evimde buluşuyoruz, adres burada.” dedi.
Kâğıdı aldım.
“Saat 6’da, gecikme.”
Ertesi gün 6’ya 5 kala büyük bir apartmana geldim. Zillere bakıyordum o ara kapıcı gelip kimi aradığımı sordu, söylediğimde yüzünde bi gülümsemeyle 7. kat olduğunu söyledi. Asansöre bindim ve ineceğim kata basıp beklemeye başladım. Kapı açıldığında Burak’ın kapısının da açık olduğunu ve gelmemi işaret ettiğini gördüm. Dizlerinin yarısına kadar beyaz bir bornoz giyiyordu. “Buzdolabından kendine bira al ve bana da bir tane getir.” dedi.
Evi çok güzeldi. Temiz, modern bir görünümü vardı ve zevk sahibi olduğu açıktı. İki bira aldım ve büyük ekran televizyonunun önündeki kanepeye oturdum. Odaya girdi ve biralardan birini aldı. Karşımdaki sandalyeye oturdu ve geri yaslandı. Ona bakarken yarrağını, içimdeki artan saplantıya konu olan nesneyi tam karşımda buldum. Gerinerek elindeki kumandayla bir video açtı.
Salondan tanıdığım başka bir çift vardı videoda. Kadın, Burak’ın omuzlarına ellerini atmış onu öperken, ayaklarından birini kaldırmış kocası ayakkabısının bağcıklarını çözüyordu. Adamın karısı Burak’ın gömleğinin düğmelerini çözerken kocası da onun kısa jüponunu indirdi. Sonra karısı sütyenini çıkartıp kocasına verdi ve arkasını işaret etti. O Burak’la öpüşürken kocası kadının göt deliğini yalıyordu. Sonra kadın eğilip Burak’ın yarrağını ağzına almaya çalıştığında Burak’ın adama karısını sehpaya yatırmasını ve amını onun için açık tutmasını söylediğini duydum. Adam karısını sehpaya yatırdıktan sonra Burak’ın yarrağını karısının amına yerleştirdi. Eğilip yalayacakken, Burak adamın saçından tutup işini bitirene kadar kenarda seyretmesini söyledi.
“Yüzlerini görüyor musun? Yarrağıma dokunmalarının onlara nasıl zevk verdiğini. Senin karın da buna bayılacak. Önümde diz çökecek, onu siktikten sonra eğer muamelesi hoşuma giderse, numarasını alıp onu istediğim zaman arayıp istediğim kadar sikeceğim.”
“Hayır” dedim.
Gözüm yine ekrana gitti. Burak damarlı yarrağını kadına sokuyor kadın da kocasının saçından tutarak destek alıyordu.
Tekrar Burak’ın oturduğu yere baktım ama orada yoktu. Nereye gittiğine bakmak için başımı çevirdim elinde karımın tangasıyla gelip bornozu çıkartıp ikisini birlikte kenara koydu. Sonra bir ayağını sehpaya atıp elini uzattı. Elini tuttuğumda tek bir kelime etmeden beni kendisine çekip omuzlarıma bastırırken o damarlı yarrağını ağzıma sokup pompalamaya başladı. Tuzlu bir tadı vardı. Başımdan tutup yarrağını yalatırken kibarca ama emrederek,
“Karını sikmeme izin verecek misin?” dedi. Pompaya devam ediyordu.
“Tabii… elbette, sen nasıl istersen.” dedim. Küloduma akıtıyordum.
“Güzel.” dedi ve yüzüme boşaldı, dizlerimin üzerinde ona bakıyordum. Parmağıyla omuzlarıma sıçramış olan dölünden bir parça alıp ağzıma verdi. Sonra karımın tangasını alıp yarrağını sildi ve giy dedi. Pantolonumu ve külodumu çıkartıp karımın tangasını giydim zorlanarak. Kıçımı tutup tokatladıktan sonra yine giyin dedi. Pantolonumu giyip külodumu elime aldım.
“Senin gibi o da tamam diyene kadar onu sikmeyeceğim. Senin bu videonu da yine onu sikmeden açığa çıkartacak değilim.” dedi. Menileri boğazımdan aşağı inip de ben yutkunmaya çalışırken ne dediğini bir kez daha düşündüm. Benim de kaydedileceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Mutfağa gidip elinde çeşitli adreslerin yazılı olduğu bir kâğıtla geldi.
“Karına bunu ver vee ona sana ne istiyorsa yapabileceğini söyle, selamlarımı iletmeyi de unutma.”
Kâğıdı aldım.
“Şimdi ayrıl.”

Categories: Uncategorized

KOCAMA AŞIGIM AMA DEMİŞ

No Comments

KOCAMA AŞIGIM AMA DEMİŞ

elam. Ben Sertap. Bu hikayemi evli olan kadınlara, bu büyük tadı kaçırmamaları ve hayatlarında alabilecekleri en büyük mutluluğa ulaşabilmeleri için yazıyorum. Mutlu bir evliliği olan bir çiftiz. İzmirde oturuyoruz ve 3 yaşında bir kızımız var. Ben bir şirkette üst düzey yöneticiyim, eşim de bir reklam firmasında iyi bir mevk**edir. Evliliğimizin ilk 5 yılı boyunca çok güzel bir ilişkimiz vardı ve seks hayatımızda da gayet iyi bir birlikteliğimiz olduğunu düşünüyordum. Bunu düşünmemdeki sebeb, işlerimizin yoğun olmasına rağmen haftada bir gün sevişmemiz, seks yapmamız ve bunun bana yetmesi ve her sevişmemizde, seks yapmamızda orgazm olabilmem, eşimi sevmemdi.

Geçen yıl bir toplantı için İstanbula gitmem gerekiyordu. İstanbula gittiğimde toplantı gayet iyi geçti, ama oldukça da yorgundum. Otele gittim ve bir duş aldıktan sonra yatakta biraz uzandım. Birkaç saat uyumuşum, uyandığımda saatin 22 olduğunu fark ettim. Oldukça da acıkmıştım, bu saatte ne yiyebilirim diye düşündüm, üzerime yaz olduğu için ince bir bluz ve mini etek geçirdim, makyajımı yaptıktan sonra aşağıya otelin lobisine indim ve resepsiyona neler yiyebileceğimi sordum. O anda saat 23 olmuştu ve resepsiyondaki görevli otelin barında içecek ve yiyecek bir şeyler bulabileceğimi söyledi. Otelin barına doğru giderken o kapıdan girdiğimde hayatımda çok yeni ve güzel bir şeylerin başlayacağını nereden bilebilirdim. Bara gittim oturdum ve barmen bir sandviç hazırlayabileceğini söyledi. Barda 6-7 çift ve 5-6 yalnız erkek ve ben vardım.

Sandviçim geldi, yedim ve bir kadeh şarap içtikten sonra tam kalkacaktım ki, yalnız erkeklerden biri gözüme ilişti. Çok yakışıklı bir erkekti ve 35 -36 yaşlarındaydı, gözlerimi ondan alamıyordum. Bir kadeh daha şarap içtim, sonra bir kadeh daha istedim. O sırada beklemediğim bir şey oldu, o yakışıklı genç bana doğru yaklaştı ve bana yanıma oturup oturamayacağını sordu. Çok heyecanlanmıştım, “Tabii buyurun!” dedim. Tanıştık, oturdu. Adı Hakandı. Biraz konuştuk. Gerçekten çok yakışıklıydı, kumraldı, saçları oldukça kısa kesilmişti ve ona çok yakışıyordu. Birden sıcak bir ortam oluştu, çok iyi espriler yapıyor, beni güldürüyordu. Saat bu arada gece 1 olmuştu ve bar iyice hareketlenmişti. Romantik bir şarkı çalıyordu ve çiftler dans ediyorlardı. Hakan, “Dans edelim mi?” dediğinde, hemen, “Olur! Böylesine yakışlıklı bir erkekle dans edilmez mi hiç?” dedim. Ve bunu ona nasıl söylediğime ben de şaşırdım, biraz yüzümün kızardığını hissettim.

Dans etmeye başladık ve ona dokununca bacakaramda bir sıcaklık hissetim. Sanki birden bütün kan amıma hareket etmişti. Bir süre sonra daha yakından dans etmeye başladık. Bu arada konuşuyorduk da. Aklıma birden eşim ve kızım geldi, doğru bir şey yapıyor muydum, ama ondan çok hoşlanmıştım, suçluluk duygusu hissediyor ama kendimi alamıyordum. Bu arada Hakan beni iyice kendine doğru çekmişti, vücutlarımız birbirine iyice değiyordu. İnce bluzumun altında sert ve sıcak bir şeyin bana değdiğini hissediyordum, Hakanın penisi kalkmıştı ve bu sıcaklık kanımı hareketlendirmişti. Ben daha da sarıldım. Yarım saat kadar dans ettikten sonra tekrar oturduğumuzda, Hakanın, “Daha fazla vakit kaybetmeyelim istersen!” dediğinde ne demek istediğini anlamıştım. Ama bunu yapabileceğimi hiç düşünememiştim. Eşimi düşünüyordum. Eşim beni bir keresinde aldatmıştı, ama ne de olsa o erkekti. Kızıma karşı sorumluluklarım, Hakan güvenilir bir erkek mi, hastalık kapar mıyım soruları ard arda geliyordu.

Üstelik daha önce hiç bir erkeğe bu gözle bakmamıştım. Benim için tek bir erkek vardı, o da eşimdi. Elime eşimden başka erkek eli değmemişti diyebilirim. Eşimi çok seviyordum, ona aşıktım ve hiç aklımda böyle bir fikir bile yoktu. Nedense buna benim de hakkım vardı diye düşündüm, ama yine de cesaret edemiyordum, hiç tanımadığım bir erkekle nasıl birlikte olabilirdim, daha sonra beni ve ailemi rahatsız eder miydi, beni başkalarına anlatır mıydı acaba. Büyük bir ikilemin içindeydim, ne diyeceğimi bilemiyordum, denemeli miydim bilmiyordum. Siz olsaydınız ne yapardınız acaba? Ama içimde öyle bir his vardı ki, canım seks istiyordu, yabancı bir erkekle bunu konuşuyor olmak da bana ayrı bir heyecan veriyordu. Hakan çok iyi niyetle, “Boş ver, teklifimi unut, özür dilerim, bir an seni çok istedim, cesaretim için affet!” dedi. Bir anda cesaretimi toplayıp dudaklarını öptüm. Ve o tad hala içimi kıpırdatır, harikaydı, bütün vücudum ateşler içindeydi sanki. Hemen, “Nereye gideceğiz?” dedim. “İster senin odana çıkalım, istersen benim evime gidelim, çok hoş bir evim var, nasıl rahat edersen. İstersen bize gidelim sadece uyuyalım, her şey sana bağlı!” dedi.

Beraber çıktık ve otelin park yerindeki Lüx bir Jeepin kapısını açtığında, kendi kendime ne yaptığımı sorguluyordum, sarhoş değildim ve çok heyecanlıydım, ağzımın kuruduğunu hissetim. İstanbulu pek bilmiyordum, ama Sarıyere doğru giderken konuşuyorduk. Eşimden ve kızımdan bahsettim. Hakan bekarmış. Evi müstakil bir evdi ve çok güzeldi. Ne iş yaptığını sorduğumda iş adamı olduğunu söyledi. Evin içi de çok güzeldi ve zevkle döşenmişti. Salonda oturduk, karnımın acıktığını söyledim ve beni mutfağa davet etti, dolapta bir şeyler olabileceğini, bakmamı söyledi. Dolabı açtığımda çok sevdiğim o çikolatalı pastayı gördüm ve bir parça alarak salona geçtik. “Televizyon seyredelim mi?” dedim, hala çok tedirgindim. Ve bana hiç sarkıntılık etmeden konuşuyorduk. Televizyonu açtı, kumandayı bana verdi. Onun bu sakin hali beni rahatlatmıştı, huzursuz değildim artık ve TV’nin kanallarını zaplamaya başladım, paralı yayınların birinin Erotik kanalı çıktı birden karşıma. Bir kadın ve iki erkek sevişiyorlardı, paralı yayınlarda bu kadar açık porno gösterdiğini bilmiyordum. Kadın erkeklerden birinin penisini ağzına almıştı, diğeri de kadını sikiyordu. Çok heyecanlandım, ama Hakana da bakamıyordum. Hakan, “Seyretmek istersen porno CD’ler de var, bak istersen.” dedi ve televizyonun yanındaki kütüphaneyi gösterdi.

Ayağa kalktım ama bacaklarım resmen titriyordu. Kütüphanenin yanına gittiğimde en az 100 tane porno CD den oluşan porno kolleksiyonu vardı. Üzerlerinde resimler de vardı. Hepsine tek tek baktım ve Hakana, “Ne çok CD’in var!” dedim, güldü. Üzerinde Big Dicks (Büyük Yarraklar) yazan CD’yi Hakana uzattım, seçtiğim CD’yi görünce gülüştük. Hakan CD’yi Playere taktı ve “Ben bir duş almak istiyorum, olur mu? Sen seyret!” dedi, ben de başımı salladım. Hakan gitti ve ben seyretmeye başladım. Daha önce pek porno film seyretmemiştim, eşimle 1 veya 2 kez seyretmiştik, evliliğimizin ilk yıllarında. Eşimle seyrettiğimiz filmdeki erkeklerin penisleri öyle büyüktü ki, kocamınki onların yanında küçücük kalıyordu. Eşimle Penis boyları hakkında biraz yorum yapmış ve sonra da eşimin Penisini ölçmüştük, eşiminki 16 cm idi. Ama Hakanın CD’sindekiler, eşimle seyrettiğim filmdekilerden çok dah büyük ve kalındı.

Yaklaşık 20 dakika sonra Hakan banyodan geldi, üzerinde bornoz vardı ve yeni yıkanmış hali çok hoştu. “Nasıl gidiyor?” dedi. Ben de filmdeki Penislerin ne kadar büyük olduğunu söyleyerek, “Baksana, bunlar gerçek değil herhalde?” dedim. Güldü. “Neden gülüyorsun?” dediğimde, “Benimki onlardan daha büyük ki!” dedi. İnanmadım, “Yalan söylüyorsun!” dedim. Yanıma geldi, “İnanamıyorsan bornozun altına bak!” dedi. Ben de, “Yalan, kesin yalan!” dedim. Bu arada, hem izlediğim filmden, hem de Hakanla bunları konuşmaktan amımın suyu akmaya başlamış ve oldukça ıslanmıştı, külodum bile sırılsıklamdı. Hakanın Penisi bornozun altında ve burnumun önünde duruyordu. Ben oturuyordum, Hakan ayakta duruyordu. Hakanın gözlerine bakarak bornozunu aralamak için ellerimi uzattım. Bornozunu açtığımda gözlerim aşağıya kaydırdım ve kocamdan başka ilk defa bir erkeğin Penisi ile karşı karşıyaydım. Okadar heyecanlanmıştım ki onu çıplak görünce, amımın ısındığını hissediyordum. Üstelik dediği gibi, Penisi inik haliyle bile öyle büyük ve kalındı ki, inik hali kocamın penisinin kalkmış halinden çok daha büyüktü. Çok şaşırmıştım ve öylece bir kaç saniye dona kalmıştım. Gözlerimi ondan alamıyordum, çok büyük ve kalın olmasının yanında çok da güzel bir penisti. Bir penisin bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmemiştim.

Tam ona dokunacaktım ki, Hakan beni kollarımdan tutarak kaldırdı ve bornozunu çıkardı. Tamamen çıplaktı ve vücudu çok güzeldi. Dudaklarımdan öpmeye başladı, ben de kollarımı boynuna dolayıp sarıldım. Kocamdan başka bir erkeğe çırılçıplakken ilk defa sarılıyordum, çok güzel bir histi. Sonra o beni öperken poposunu elledim, öyle güzel ve değişik bir duyguydu ki anlatamam. İki elimle poposunu sıkıca sıktım ve bana doğru çektim onu. Sonra heyecanla Penisine baktım, ki ben ona yarrak diyeceğim, yarrağı gittikçe büyüyor ve devleşiyordu adeta. Bir elimle yarrağını tuttum ve bir elimle poposunu tutuyordum. Hakan elleriyle eteğimi kaldırarak popomu ellemeye başladı. Hakanın yarrağını öpmek istedim, normalde Penisi ağzıma almayı çok sevmezdim, kocamın penisini de mümkün olduğunca öpmezdim, yani benim midemi bulandırırdı genelde, kocam istediği halde ben öpmezdim. Ama Hakanın yarrağını öpmek için içimde dayanılmaz bir istek duyuyordum. Zorlukla dudaklarımı Hakanıın dudaklarından ayırdım ve önüne eğildim. O harika yarrak karşımda duruyordu, iki elimle onu ellerime aldım, büyüklüğünü nasıl tarif etsem, bir büyük salam kadardı. Elimde dünyanın en güzel yarrağı vardı.

Hakanın yarrağının başından öpmeye başladım, tadı çok güzeldi, kocamın Penisini öperken hiç böyle hissetmemiştim. Demek ki yarrakların tadı da farklı olabiliyormuş, bu sefer hiç midem bulanmıyordu, dudaklarımı yarrağından uzaklaştıramıyordum, her milimetrekaresini öpmek, yalamak istiyordum. Hakan beni kaldırdı ve bluzumü çıkardı. Göğüslerim büyük sayılmazdı ve hafif sarkıktır diyebilirim, ama heyecandan göğüs uçlarım dimdik olmuştu. Hakan dudaklarını meme uçlarıma değdirdiğinde adeta zevkten çıldırdım. Hakan biraz sonra eteğimi de çıkardığında sadece külodum kalmıştı üzerimde. Kocamdan başka bir erkeğin karşısında sadece küldumlaydım. Aslında başka bir erkeğin karşısında soyunamıyacağımı, vücudumdan utanacağımı düşünüyordum. Kendimi pek güzel bulmuyordum, ama Hakandan hiç utanmadım, onun karşısında çıplak olmak hissi, onun benim göğüslerime, küloduma bakıyor olması hissi ve benim onu çırılçıplak görüyor olmam kadar harika bir şey olamazdı.

Hakan külodumun üstünden popomu, amımı okşuyordu, “Külodun ne kadar ıslanmış!” dedi. Ben de, “Bu yarrağın karşısında ıslanmasın da ne yapsın, harika bir yarrağın var, kocamın Penisinin iki katından bile büyük, kocamınkini öpmeyi pek sevmezdim ama senin yarrağını ağzıma almak istiyorum, yatar mısın?” dedim. Hakan beni tutarak yatak odasına çıkardı. Yatağı oldukça büyüktü ve çarşaflar tertemizdi. Yatağa yattı, yarrağı dimdik bir abide gibi duruyordu. Hemen yarrağını öpmeye başladım. Harika kokuyordu, derin bir nefes aldım, kokusunu içime çektim. Hakan popomdan tutarak beni çevirdi ve amımı külodumun üzerinden öpmeye başladı. Harika öpüyordu. Gerçi kocamın da amımı öpmesinden hep hoşlanmışımdır. Ama evli bir kadın olarak, başka bir erkeğin dudaklarının, dilinin amının dudaklarında gezmesinin çok daha başka güzel hisler uyandırdığını fark ettim.

Külodumu çıkarıp amımı yalamaya devam ederken, ben de hayatımda gördüğüm ve o anda elimde tuttuğum en güzel yarrağı öpüyor, yalıyor, kokluyor, içime sindire sindire emiyordum. Bu arada taşaklarını da yalamayı ihmal etmiyordum, onları yalamak ayrı bir zevkti. Amım yalanırken, başka bir erkeğin o güzel yarrağını yalamak ne harika bir şey, anlatamam. Burada bir şey çok önemli, kocamı seviyordum ve onunla iyi seks yapardık, ama başka bir erkeğin kollarında olmak, başka bir erkeğin yarrağının yanında olmak, ona dokunmak öpmek, onu hissetmek öyle bir şey ki anlatamam, normalde ben böyle şeyleri hiç tasvip etmezdim ve eşini aldatan kadınlara çok kızardım. Herhalde en az yarım saat ben onun yarrağını, o da benim amını yaladı, doyamıyordum ona. Ama artık onu içime sokmak istiyordum, ancak acaba içime girer miydi, o kadar büyüktü ki, asla içime girmez bu dedim kendi kendime. Sonra Hakana dönüp, “Bu benim amıma girmez, çok büyük!” dedim. Hakan, “Merak etme, kadınların Vajinası genişleyebilir, bir de çok heyecanlanınca daha da büyüyebilir!” dedi. Beni sırtüstü yatağa yatırdı ve üzerime doğru geldi, çok korkuyordum, çünkü acıdan çok korkarım.

Hakan yarrağının başını sırılsıklam olmuş amımın dudaklarına sürtmeye başladı. Ben, “Hadi ama, sik beni!” diye yalvarıyordum artık. Yarağını amıma sokarken acıyla bağırdım, çok büyüktü ve girmiyordu. Hakan, “Acıyorsa girmeyeyim!” dedi. Ben, “Hayır, deli misin? Sik beni! Onu içimde istiyorum!” diye bağırıyordum. Bir kaç kez yarrağının başını sokup çıkardıktan sonra amım genişlemeye başladı ve artık hemen hemen yarısını sokuyordu. Ve ben çok mutluydum, çünkü dünyanın en harika şeyi beni sikiyordu. Ama onun hepsini içime almak istiyordum, Hakanıın poposundan tutarak kendime çekiyor, onu daha çok hissetmek istiyordum. Artık iyice çıldırmıştım, “Beni daha hızlı sik erkeğim, benim sikicim ol!” gibi birçok şey söyledim. Yaklaşık 30-40 dakika beni hiç durmadan her pozisyonda sikti. Bu kadar uzun sikebilmesi de harika bir şeydi. Amım acıyor, ama çok büyük de zevk alıyordum, artık üst üste orgazm oluyordum. O beni sikerken en az 5 kez boşaldım. Herhalde filmlerde gördüğümüz o mükemmel sikişme sahnelerinden çok daha güzel bir şeydi ve sanki bulutlar üzerinde uçuyordum.

5 yıl boyunca kocamın beni çok iyi becerdiğini düşünmüştüm, ama şimdi fikrim tamamen değişmişti. Kocamdan aldığım zevk bunun yanında hemen hemen hiçbir şey değil gibiydi. Böyle bir şeyi yaşayacağımı hayal bile dahi edememiştim, hiç de düşünmemiştim. Bence bu genelde Türk kadınının aptallığı gibi geliyor. Erkekler aldatabilir, biz aldatamayız, erkekler kadınlara bakabilir, her kadını sikmek ister gibi bakar, benim kocam gibi, biz kadınlar bakamayız, biz hiç bir erkeğe bu beni ne güzel siker diye bakamayız, ben de böyleydim, hiç böyle bir şey düşünemezdim. Ancak şu bir gerçek ki, sokakta gördüğümüz erkeklerin bir kısmı hem yakışıklı ve hem de güzel penisleri, yarrakları vardır ve bizi aslında şimdi sikildiğimizden çok daha güzel sikebilirler, bunları hiç düşünmeyiz. Kocam seviştikten sonra genelde, “Zevk aldın mı? Orgazm oldun mu?” diye sorardı, “Penisim küçük mü?” diye sorardı. Ve ben de, “Deli misin, ben çok memnunum!” derdim, gerçekten de öyle sanırdım. Ama Hakanın mükemmel yarrağı ve onun mükemmel sikişi ve aldatmanın harika hissi benim fikirlerimi değiştirdi. Bunun üzerinde çok düşündüm ve yaşadıklarımı yazmaya karar verdim.

Bana çılgın diyebilirsiniz. Esk**en ben de çoğu kadınlar gibi düşünüyordum. Oysa şimdi evliliğimiz de halen güzelce devam ediyor. Artık İstanbula gitmeyi çok seviyorum ve artık çevremdeki erkeklere bakarken onların yarraklarını düşünüyorum, hayal ediyorum. Artık eşimle daha çok porno film seyrediyoruz. Eşime özellikle, “Büyük yarraklı erkeklerin filmlerinden getir!” diyebildim ve eşim de bana, “Tabi ki tatlım, yeter ki sen iste!” diyerek dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Bu olay bizi birbirimize daha çok bağlasa da, ben kadınlığımın tadını doyasıya çıkarmaya devam ediyorum açıkçası.

Categories: Uncategorized
adıyaman escort